git ey yar ben hala hasretlerdeyim

Comments (1) »

YAR YARASI

Comments (4) »

özeLLikLe kadın miLLetini anLamamaktan yakınan beyLer okusun(:”

özeLLikLe kadın miLLetini anLamamaktan yakınan beyLer okusun(:”

BİR DİL BİR İNSAN (:

Bükçe

Oğlum bir hafta sonra evleniyor. Sorumluluk sahibi bir baba olarak ona öğüt vermem gerekiyor. Fakat bunu evde yapamam çünkü annesi ağız tadıyla öğüt vermeme izin vermez, sözü ağzımdan kapıp kendi devam eder. İş yerimden oğluma telefon açtım, “Akşam yemeğini dışarıda birlikte yiyelim.” dedim. Deniz kenarındaki bu şirin lokantada şimdi onu bekliyorum. Geliyor aslan parçası, yakışıklılığı da aynı ben. Yan masadaki kızlar gözleriyle oğlumu süzüyorlar. Bakmayın kızlar, onu kapan çoktan kaptı. Hoş beşten sonra konuya giriyorum.

*Oğlum haftaya düğünün var, bir baba olarak sana bazı konularda yol yordam göstermem gerekiyor.
Çocukluğunda suç işlediği zamanlardaki gibi birden bire kızardı. Kerata ne anlatacağımı zannettiyse!

-Baba ben yirmi altı yaşındayım, bazı şeyleri biliyorum artık.

*Ah senin o biliyorum zannettiğin konularda da çok bilmediğin çıkacak ama ben o konulardan bahsetmeyeceğim. Keşke konuşabilseydik ama henüz o kadar modern olamadım.

Rahat bir nefes aldı. Bu arada yemeklerimiz de geldi. Oğlumla şöyle keyif yaparak muhabbet edelim bakalım.

*Kaç dil biliyorsun oğlum sen?

-İngilizce, Fransızca, bir de Türkçe’yle üç dil oluyor.

*Bugün ben sana dördüncü dili öğreteceğim. Dilin adı Bükçe. Kadınlar tarafından kullanılır. Sen buna “kadın dili” de diyebilirsin.

Güldü. Güldüğü zaman benim yanağımdaki gibi küçük bir gamzesi var, o ortaya cıkıyor.

-Kadınların ayrı bir dili mi var?

*Tabii ki. Eğer kadın dilini bilirsen bir kadınla yaşamak dünyanın en büyük zevkidir, ama bu dili bilmezsen hayatın kararabilir. O yüzden bir kadınla mutlu olmak isteyen her erkek Bükçe’yi öğrenmeli.

-İyi de niye Bükçe?

*Çünkü kadınlar konuşurken, genellikle söyleyecekleri sözü net söylemezler. Eğip bükerler; onun için dilin adını Bükçe” koydum.

-“Bükçe zor bir dil mi baba?” diye sordu gülerek.

*Bana bak, çok önemli bir konu ama eğleniyor gibisin, biraz ciddiye al. Bir kadınla mutlu olmak istiyorsan bu dili bilmen çok önemli. Çünkü kadınlar sözü bükerek bükçe konuşurlar sonra da senin sözün doğrusunu anlamanı beklerler. Felsefesini anlarsan kolay, anlamazsan zor. Mesela Çinli bir karın var, sen karına sürekli Fransızca “seni seviyorum” diyorsun ama karın hiç Fransızca anlamıyor. Fransızca “seni seviyorum” un onun için bir anlamı yoktur. Ona Çince seni seviyorum dediğinde seni anlayabilir.

-Tamam baba, haklısın ciddiyetle dinliyorum. Peki, sence kadınlar neden bizimle aynı dili konuşmuyorlar, söyleyeceklerini direkt söylemiyorlar ?

*Bence bir kaç sebebi var. Birincisi, duygusal oldukları için, hayır cevabı alıp kırılmaktan korktuklarından sözlerini de dolaylı söylüyorlar. İkincisi, kadınlar dünyaya annelikle donanımlı olarak gönderildikleri için onların iletişim yetenekleri çok güçlü.

-Bu konuda biz erkeklerden bir sıfır öndeler yani.

*Ne bir sıfırı oğlum, en az on sıfır öndeler. Düşünsene, henüz konuşmayan, küçük bir çocuğun bile yüz ifadesinden ne demek istediğini hemen anlıyorlar. İşin kötüsü kendileri leb demeden leblebiyi anladıkları için biz erkekleri de kendileri gibi zannediyorlar. Onun için leb deyip bekliyorlar. Hatta bazen, leb demek zorunda kaldıkları için bile kızarlar. “Niye leb demek zorunda kalıyorum da o düşünmüyor?” diye canları sıkılır.

-Biz de bazen Canan’la böyle sorunlar yaşıyoruz. “Niye düşünmedin?” diye kızıyor bana.

*Kızarlar oğlum, kızarlar. Kadınlar ince düşüncelidirler, detaycıdırlar, küçük şeyler gözlerinden hiç kaçmaz. Bizim de kendileri gibi düşünceli olmamızı beklerler, fakat erkekler onlar gibi değil. Biz bütüne odaklıyız, onlar detaya. Beyinlerimiz böyle çalışıyor.

-Ne olacak baba o zaman, yok mu bu işin çaresi?

*Var dedik ya oğlum, Bükçe’yi öğreneceksin, bunun için buradayız. Hazır mısın?

-Hazırım baba.

*Bükçe bol kelime kullanılan bir dildir. Biz erkeklerin on kelime ile anlattığı bir konu, Bükçe’de en az yüz kelime ile anlatılır. Dinlerken sabırlı olacaksın. Mesela karın o gün kendine elbise aldı, diyelim. Bunu sana “Bugün bir elbise aldım.” diye söylemez. Elbise almak için dışarı çıktığı -ndan başlar, kaç mağazaya gittiğinden, almak için kaç elbise denediğinden, indirimlerden, yolda gördüğü tanıdıklarından, alırken yaptığı pazarlıktan devam eder ve sana kocaman bir hikaye anlatır.

-Hikaye dili yani.

*Aynen öyle. Sen akıllı bir erkek olarak ona asla, “Hikaye anlatma, ana fikre gel, kısa kes.” demeyeceksin. Böyle bir şey dediğinde bittin demektir.
İster öyle de, istersen “seni sevmiyorum.” de. İki durumda da “seni sevmiyorum” demiş olacaksın.

-Ne alakası var baba “seni sevmiyorum” demekle “kısa anlat” demenin?

*Çok alakası var. Kadınlar dinlenmedikleri zaman sevilmediklerini düşünürler.

-Bu önemli. Bükçe’de dinlemek sevmektir diyorsun.

*Aynen öyle. Devam edelim. Bükçe ima dolu bir dildir. Kadınlar konuşurken bir şeyler ima etmeyi severler. Biz erkekler de imalı konuşuyoruz diye düşünürler ve gözlerimizle onlara ne demek istediğimizi çözmeye çalışırlar. Oysa erkeklerin ima yeteneği pek gelişmemiştir. Bizim kastımız söylediğimiz şeydir.

-Geçen hafta Canan bana “Bir kaç kilo daha versem gelinliğin içinde daha iyi duracağım.” dedi. Ben de “Böyle de iyisin.” dedim. Canı sıkıldı, bir kaç saat surat astı. “;Neyin var?” diye sordum. “Hiçbir şeyim yok.” dedi. Sence nerede hata yaptım?

*”Böyle de iyisin” derken o “de” ekini orda kullanmamalıydın. Canan bunu şöyle anlamıştır. “Böyle de fena sayılmazsın, eh işte, idare edersin ama tabi daha da iyi, daha da güzel olabilirsin.”

-Peki ne demem gerekiyordu?

*Şunu hiç unutma. Kadınlar kendileri ile ilgili, giysileri ile ilgili ya da aileleri ile ilgili bir soru soruyorlarsa, kesinlikle iltifat bekliyorlardır. Es kaza eleştirmeye kalkarsan yandın. Bunu hiç unutmazlar. O gün “Hayatım sen zaten Çok güzelsin, kilo vermeye falan bence ihtiyacın yok.” deseydin, günün zehir olmazdı. Mesela bir gün kucağına oturup “Ağır mıyım?” derse sakın ;Evet, biraz” falan deme “Hayır” de. Yoksa bir daha kucağına oturmaz.

-Yani diyorsun ki bir kadın her daim güzeldir, her giydiği yakışır ve her kadının annesi bir hanımefendi, babası da beyefendidir. Bana ne yaparlarsa yapsınlar.

*Aferin oğlum, çok hızlı anlıyorsun bana çekmişsin. Kadının, kendi anne babasıyla sorunu olsa, kendi eleştirir ama asla senin eleştirmeni kabul etmez. Bunu kendine hakaret olarak alır.

-Ve asla unutmazlar, değil mi?

*Aynen öyle. Yıllar once annene, annesi için “Biraz cimri.” demiştim. Hala “Sen benim annemi sevmezsin.” der ve annesi bize bir şey aldığında gözüme sokar, en çok göreceğim yere koyar.

-Hadi o konularda dilimi tutarım da, şu ima işini çözmek zor geldi.

*Zor gibi ama biraz gayret edersen çözersin. En önemlisi imaları anlayacaksın ama “Sen şunu mu demek istiyorsun?” diye asla yüzüne vurmayacaksın.

-Anladım. Anlayacaksın ama anladığını belli etmeyeceksin. Buna şöyle de diyebiliriz. O beni iğnelediğinde “Niye bana iğne batırıyorsun?” Diye sormayacağım, o iğneyi ben kendi kendime batırmışım gibi yapacağım.

*Güzel ifade ettin oğlum. Mesela dün öğlen annen beni aradı. “Akşama tok mu geleceksin?” diye sordu. Beni biliyorsun akşam yemeklerinde hep evdeyimdir. Kırk yılda bir dışarıda yerim onu da haber veririm. Tabi ben hemen anladım annenin ne demek istediğini. “Tok gel, yemekle uğraşmak istemiyorum” demek istiyor. Anladım ama tabi “Ne demek istiyorsun?” demedim.

-Dün çok yorulmuştu baba, düğün alışverişine çıkmıştık.

*Bunun pek çok sebebi olabilir. Yorulmuş olabilir, bir kabul gününden tok gelmiş olabilir, bin beş yüzüncü diyetine başlamış ve o gün yemekle uğraşmak istemiyor olabilir. Ama bunu biz erkekler gibi kısa yoldan “Canım benim karnım tok, sen de dışarıda bir şeyler ye, ya da yorgunum, gelirken bir seyler getir yiyelim.” demez. Sanki böyle derse, iyi ev kadını rütbesi =ozlanacak, mevki kaybedecek. İlla Bükçe anlatacak, asık bir yüzle karşılaşmamak için senin de anlaman gerekiyor. “Hayır, evde yiyeceğim ama istersen hazır bir şeyler alıp geleyim, ne dersin?”dedim. “Tamam.” dedi. Döneri sever biliyorsun, dün eve giderken, ekmek arası döner yaptırdım. Onun dönerini de porsiyon yaptırdım. Bunu düşündüğüm için ayrıca sevindi. O da diyette, düğünde daha zayıf görünme derdinde bu sıralar.

-Bu Bükçe’de kısa konuşma yok mu baba?

*Var ama yerinde olsam hiç tercih etmezdim. Kadın konuşmuyorsa ya da kısa konuşuyorsa kesin ciddi bir sorun var demektir. Mesela baktın canı sıkkın, soruyorsun, “Neyin var?” diye. “Hiçbir şeyim yok.” diyorsa, aman bir şeyi yokmuş diye bırakma. Yoksa az sonra, çok ilgisiz olduğundan yakınarak, ağlamaya başlar.

-Bükçe’de “Hiçbir şey yok.” demek “;Çok şey var, benimle ilgilen.” demek oluyor, o zaman.

*Evet. Biz erkekler “Bir şey yok.” diyorsak ya gerçekten bir şey yoktur, sadece başımızı dinlemek istiyoruzdur ya da bir sey vardır ama; “Şu anda konuşacak bir şey yok.” diyoruzdur. Her ikisinde de konuşmak istemiyoruzdur. Ama kadınlar ilgiyi sevgi olarak gördükleri için “Bana değer veriyorsan, ilgilen ki anlatayım.” demek istiyordur. Çok nadiren gerçekten anlatmak istemiyor olabilir, o zaman da fazla üstüne varıp bunaltmayacaksın tabi.

-Bir arkadaşım da “Kadınların ‘Peki.’ demesi tehlikelidir” demişti.

*Doğru. Bir kadının ağzından çıkan kuru bir ‘peki’, ‘olur’, ‘tamam’ her zaman tehlikelidir. Bu Bükçe’de “Şimdi tamam diyorum ama acısını daha sonra çıkaracağım.” demektir. Sana en kısa zamanda kesin bir ceza keser. Fakat pekinin yanında “Peki canım, olur hayatım” gibi bir hoşluk ekliyorsa korkmaya gerek yok.

-Zor bir dil baba.

*Yok yok gözün korkmasın, her yabancı dil gibi. İlk başlarda biraz çalışacaksın, pratik yapacaksın, bazen hatalar yapacaksın, dikkat edeceksin sonra otomatiğe bağlanırsın. Kolay yanı şu; senin bükçe konuşman gerekmiyor. Dili anlaman yeterli.

-Anlamak da pek kolay değil ama.

*Korkma, o kadar zor değil. En önemli kuralları ben sana öğretiyorum zaten. Devam edelim. Kadınlar istediklerini söylemek zorunda kalınca, düşünemediğimiz için biz erkeklere kızarlar ve konuşurken suçlayarak konuşurlar; fakat suçladıklarının farkında olmazlar. Sitem ediyoruz zannederler.

-Nasıl yani?

*Mesela, karın sana “Ne zamandır dışarı çıkmadık.” derse bunu suçlama olarak üstüne alma, canı seninle gezmek istiyordur, bunu sen düşünüp teklif etmediğin için kalbi kırılmıştır. Maksadı seni suçlamak değildir. “Daha geçenlerde gezmeye gittik.” gibi bir savunmaya girme. “Tamam canım haklısın, ben de istiyorum, en kısa zamanda gideriz.” de, konu kapanır. Tabi ilk fırsatta da sözünü yerine getirirsen iyi olur.

-Küçük ama önemli detaylar.

*Aynen öyle. Mesela karın “Üşüdüm.” diyorsa, “Üstünü kalın giy.” demeni ya da kombiyi açmanı değil, ona sarılmanı istiyordur.

-Keşke okullarda öğretselerdi biz erkeklere Bükçe’yi. Ne kadar erken başlasak o kadar çabuk kavrayabilirdik belki.

*Haklısın, aslında ben de sana öğretmek için geç kaldım. Neyse zararın neresinden dönülse kardır.

-Not mu alsaydım… Epeyce detayı varmış dilin..

*Sen bilirsin oğlum, unutacaksan al. Keşke ben de not alıp gelseydim. Umarım sana eksik öğretmem. Şimdi aklıma geldi. Kadınların en nefret ettiği sözcük “Fark etmez.”dir. “Fark etmez”i kadınlar “Hiç umurumda değil, ne yaparsan yap.” diye anlarlar.

-En değerli sözcük nedir?

*Sen bil bakalım.

-“Seni seviyorum.” herhalde.

*Evet, kadınlar “Seni seviyorum.” sözünü sık sık duymak isterler. Biz erkekler “;Söylemiştim, zaten biliyor.” diye bu konuda gaflete düşmemeliyiz.

-Bükçe sadece konuşma dili midir baba? Bunun bir de davranış dili var gibi geliyor bana.

*Zekan kesinlikle bana çekmiş. Ben de tam ona geliyordum. Davranışlar da çok önemli tabii. kadınlar küçük şeylere önem verirler. Akşam ona sarıl, televizyon izliyorsan sarılarak izle. Gündüz onu düşündüğünü ifade etmek için kısacık da olsa bir mesaj gönder, küçük sürprizler yap. O yemek hazırlarken ona yardım et, salata yap, çay demle.

-Akşam gelip sırt üstü yatmak yok yani.

*Gözünde büyütme. Sayınca çok şey gibi görünüyor ama aslında bunlar zaman alacak, zor ve masraflı şeyler değil. Sen bu küçük şeylere dikkat et,
zaten karın sana paşa gibi davranır, seni yormaz. Bir erkek bu küçük şeylere dikkat etmezse zamanını karısıyla büyük kavgalar yaparak geçirir. Sevgiyle geçirmek varken niye kavgayla geçiresin ki? Kadınlar çok vericidir ama, eğer sen hep alıp hiç vermezsen, bir gün birden patlarlar. Küçük küçük alırlarsa, büyük büyük verirler.

-Tamam baba, bunlara dikkat edeceğim.
Garson yemek tabaklarını kaldırırken oğlumun telefonu çalmaya başladı. Belli ki nişanlısı arıyor, konuşmak için deniz kenarına doğru adımlamaya başladı. Az sonra geldi.

-Baba çok teşekkür ederim. Bükçe’yi anlamaya başladım. Canan aradı. “Salonun perdeleri ne renk olsun karar veremedim, yarın birlikte mi baksak?” dedi. Tam “Fark etmez, sen seç.” diyecektim ki bunu senin söylediğin gibi “Ev de perde de umurumda değil.” gibi anlayacağı aklıma geldi. “Tabii canım, istersen birlikte bakabiliriz ama ben senin zevkine güveniyorum, sen seç istersen.” dedim, çok mutlu oldu. Kendi seçecek.

*O zaten perdeyi çoktan seçmiştir de kadınlar illa yaptıklarını onaylatmak isterler. Birlikte de gitsen o seçtiği perdeyi almak isteyecektir. Biz erkekler onların ne demek istediklerini anlarsak, işlerden kolay sıyırırız.

-Baba tekrar teşekkür ederim. Bu iyiliğini hiç unutmayacağım. Bana Bükçe’yi öğretmeseydin hali mi düşünmek bile istemiyorum.

*Şanslısın oğlum. Benim seninki gibi bir babam yoktu. Bunları deneye yanıla öğrenmem yıllarımı aldı. Sen yine iyisin, hazıra kondun. Güle güle kullan, isteyene de öğret, herkes de güle güle kullansın. Kullansınlar ki yüzleri gülsün.

Comments (10) »

O an

O an

Tüm dünyaya hükmedersin de bir kaşık su boğar seni
Hep en önemsiz ayrıntıdır seni parçalayan
Çok çok insansındır ve bazen unutursun
Sırtını duvara yaslaman gerektiğini
Günler gelir geçer, yaş alırsın, yaşlandıkça alışırsın
Sen unutursun kaç son bahar hüzünlendiğini
Bir gün, sonbahar sıradandır sadece
Fırtınaları unutursun, en unutulmaz anları,
Aşkları, savaşları,
Umursamazsın yazdığın o tarihi anları
Miğferini takmayı unutursun
Ve en çetin savaş o gün verilir
En hüzünlü an masken düştüğünde kendini gösterir
Merak edersin görmediklerini, ölümü, kendi cenazeni
Boşa harcadığın günlere lanet edersin
Bir cevherdir yüreğinde parıldayan,
İşte tüm savaşlardan sonra,
En acımasız anlardan ve aşklardan
Seni aşağı sürükleyen tüm o yokuşlardan sonra
Kaybetmeyeceğin tek cevher yüreğindedir
Başarabilirsen eğer…

Çünkü tüm yaşananlardan sonra,
Yine de insansın
Ve bazen akışına bırakmak gerçekten
Ama gerçekten iyi hissettirir
İşte tam da sen
Sırtını duvara yaslamayı unuttuğun o an

Leave a comment »

Orhan Ölmez – Damla Damla

damla damla aksam sana
doldurumusun kalbini benimle
yoksa sende taşıyamazdın
dökermiisn beni yerlere
yağmur olsam yağsam sana
ıslatırmısın kendini benimle
yoksa sende dayanamazdın
kaçarmısın en kuytu yerlere
yada bir düşsem kalsam
yaşamaktan bi an yorulsam
en karmaşık hallerimde kalırmısın benimle birlite
yoksa sende dayanamazdın kaçarmısın bambaşka ellere
iyi günümde kötü günümde hayatımın her yerinde
aşk denilen bu resimde dururmusun benimle birlikte
yoksa sende dayanamazdın kaçarmısın bambaşka düşlere

seviyorum seni desem severmisin sende bilmem
tutarmısın ellerimden sana doğru düşersem
gözümün nurusun desem severmisin sende bilmem
tutarmısın ellerimden sana sonsuz güvensem

Leave a comment »

SEVGİLİYE SÖZLER…

bir ataistin vallahi demesi gibiydi senin “seni seviyorum” demen.alışkanlıktantı sadece…

Pişman olduğum zamanlarda “pişmanım” demediğim için çok pişmanım. Anlatabildim mi?… Iı-ııh !

Kimsesizlik değil, kimsenin sana ihtiyacının olmamasıdır yalnızlık.

‎” Dilerim ki mutlu ol sevgilim ” bu ne be? Olma lan, ben değilsem sen de olma ß*k Kafa !

Sitem etSemde İnceden..Giderim Hiç Düşünmeden..Haketseydin Senin oLurdum ßıkmadan.. Ama Kaybttik yol al Sağdan SağDan..

Neleri kaybettiğimi hesaplamaktan çok elimde nelerin kaldığına ßakıyorm. Olgunluktan değil, sadece ilk seçeneğe artık matematiğim yetmiyo.

Hani demiştin ya Senden sonra” Kimseyi ” sevemedim die. Oysa ben senden Sonrada sevmiştim ” Seni ” !

‘ Havanı alırsın ‘ dedim , ” nefesin karışmışsa neden olmasın” dedi Sustum…

Seni seviyorum diyene ” bende ” diyorum . ßende beni seviyorum 🙂

Comments (8) »

İNTERNETTE DOLAŞAN İLETİLERİ Tİ’YE ALAN…

Bu zamana kadar bana zincir e-posta gönderen tüm dost ve arkadaşlarıma teşekkürü bir borç bilirim;

Sayelerinde tuvalet temizlemekte kullanıldığını öğrendiğim kolayı içemez oldum.

Aids virüsü taşıyan iğneler kıçıma batar korkusuyla sinemaya gidemez oldum.

Deodorantlar kanser yapıyor diye sayelerinde artık bir domuz gibi kokmaya başladım.

Telefon hattımı kullanıp bana borç takarlar korkusuyla telefonlara da cevap vermiyorum.

İçinden fare ya da fare zehiri çıkar diye hiçbir kutu içeceği içmiyorum.

Çok sevdiğim içkime ilaç koyup beni uyuturlar,organlarımı çalarlar ve buz dolu bir küvetin içinde
uyanırım diye bana yaklaşanları da tersliyorum.

Neyim var neyim yoksa satıp hastanede yatan ve büyük ihtimalle ölmek üzere olan çocuklara yatırmayı düşünüyorum.
Mail listesine katılırsam alacağım söylenen para, bilgisayar, cep telefonu ya da gezileri beklemekten de evden dışarı çıkamaz oldum.

Tuz Gölü’ne Konya’nın katkılarından dolayı yemeklerim tuzsuz tatsız.

Msn paralı olacak;Adam yeşerecek mi,sararacak mı beklemekten de gına geldi.

Excel hala ne zaman emekli olacağımızı da bildirmedi.

Bir maili forward etmedim, başıma ne belalar gelecek diye korkuyla beklemekten ruh sağlığımı da
kaybettim.

Multiplskleroz olunuyormuş diye diyet ürünleri düşmanıma bile tavsiye etmiyorum.
Yerli malı kullanacağım derken marketlerde barkodu 869 ile başlayan ürünleri aramaktan da gözlerimin
biraz daha bozulduğunu farkettim.

Sevgili dost ve arkadaşlarımdan gelen;
‘lütfen okuyunuz’, ‘çok önemli’, ‘aman virüse dikkat’, ‘bilmem kim para dağıtıyor’, ‘en az beş kişiye yolla’, ‘inanmadım ama doğruymuş’, ‘kişiliğini test et’, ‘tıkla para yolla, tıkla yardım et’, ‘bilmemkim seni gözetliyor’, ‘bilmem kime mail at, haddini bildir’, ‘onu yeme bunu ye’ şeklinde başlayan kerameti kendinden menkul, nev’i şahsına münhasır bu mailler sayesinde hep beraber ‘kafayı çizme’ye ne kadar yakın olduğumuzu da müşahade etmiş oldum.

ŞİMDİ: Eğer bu maili 60 saniye içinde 1200 kişiyegöndermezsen;
Bilesin ki bir kuş sabah akşam kafana sıçacak ve hayatı sana dar edecektir.

Bir Dost…

Leave a comment »

korkuyorum bir gün çekip gidersin …

korkuyorum bir gün çekip gidersin
korkuyorum bir daha dönmessin
korkuyorum senden askın alevinden

sensiz bu dünyada bir basıma neylerim
sensiz bu dünyada bir basıma neylerim

gitme gitme yar
beni terketme yar
sensiz olmaz yasayamam yar

sevmiyorum sevmiyorum sensizliği
sevmiyorum sevmiyorm hasretliği
korkuyorum senden askın alevinden

sensiz bu dünyada bir basıma neylerim

gitme gitme yar
beni terketme yar
sensiz olmaz yasayamam yar

Leave a comment »

eLLere niSPeT Sév BéNi yaRim ! ♥♥

Yarim olcaksan…;
yüreğimi sahiplenip Yüreğinin olmama izin vermelisin…
sonu olmayan sevda türkülerime kulaklarını asla kapamamalısın..
acını sahiplenişime ..sana gelen bana gelsin duasına duruşuma şaşırmak lüksün yok senin..
gözlerine bakarken bile seni özlememi fazla görmemelisin..
ne kadar mesafeler girsede aramıza..aldıgın nefes kadar sende olduğumu hissetmen lazım ebeden…
izin vermelisin gecenin aydınlığı olup ;
sabahına güneşin gibi doğmama..
buz gibi ayaz vurdugunda ..üşüdügünde beni düşünmen yetmeli ısınmana..
canın acıdıgında aklına düşersem acını dındıren yanın olmalıyım ben senın..
el ele sevgililer gördüğünde kıskanmalısın çaktırmadan..
aklına düşmeliyim sarılmalısın telefona..
canımın manası yar..dinmiyor sana özlemim..
uzak kaldıkca cosuyor sevdamın caglayanı..diyebilmelisin cesurca…
imkansızlaştıkca vuslatımız..yıkmalıyız tüm duvarları kalp kalbe verip…
ben yada sen dıye bır kelime olmamalı lügatimizde..BİZ olmalıyız sonsuz kere…
Gözlerine baktıgımda her yeri sen kokan diyarlarda bulmalıyım kendimi..
tüm yollarım sana çıkmalı….
kendımı kaybettıgım her anda yol gosterıcım sen olmalısın..
ömürlük bir yokluk bıle sebep olsa ayrılıgımıza bekleyıslerım tükenmez asla..
sev beni..
suya hasretcesıne suyu yudumlar gibi…
sev beni…
acısını dındırmek ısteyen cocugun annesıne sarılısındakı masumluk gıbı…
sev beni dua dua sevdıgım gıbı seni…
sev beni erisin tüm buz tutmus sancıyan yanlarım..
sev beni sevki dünyam sevginle şenlik havasına bürünsün..
sen sevdikce beni halaylar cekilsin..
sen sevdikce benı kavussun tum filmlerin asıkları…
sen sevdıkce benı evinde yakacak sobası olmayan cocuklar ısınsın …
sev benı..
senı sevdıgım kadar sev benı
sev kı ; bızı goren herkesı hayran bıraksın sevgımız….
sevılmek ıstesın her genckız ben gıbı..
her erkek sen gıbı delıcesıne askı tatmak ıstesın..
sevıyorum senı…

Leave a comment »

İSTİFAMI VERDİM…

Yanimdaydin ama uzagimda o nasil birsey
sen aklima dustunde icimden nehirler gecer
seni bana getirmeyi nasil akil edemedim
dagi dag kavusturan o unutkan kader
kalbimin en hucran kosesinde herzaman hazirdi yerin bilmedinnnnn
sen kendini sevmekle mesguldun dev gibi sevdagmi gormedin

istifami verdim bu asktan kaderimi yazarim en bastan anladimki senin yuregin ya demirden yada tastan
istifami verdim bu asktan kaderimi yazarim en bastan anladimki senin yuregin ya demirden yada tastan

Yanimdaydin ama uzagimda o nasil birsey
sen aklima dustunde icimden nehirler gecer
seni bana getirmeyi nasil akil edemedim
dagi dag kavusturan o unutkan kader
kalbimin en hucran kosesinde herzaman hazirdi yerin bilmedinnnnn
sen kendini sevmekle mesguldun dev gibi sevdagmi gormedin

istifami verdim bu asktan kaderimi yazarim en bastan anladimki senin yuregin ya demirden yada tastan
istifami verdim bu asktan kaderimi yazarim en bastan anladimki senin yuregin ya demirden yada tastan

Hakan Altun Siir :

Bu ayriligin nedeni asla ben deglim ama yanlizligmin tek sebebi sensin
Oysaki cok istemitsim kalbimin sahibni olmayi
Anladimki senin o tas kalbin hic sevmiyecek his istemeyecek gonlun
Bende yokkum artik senden eger buysa istedigin ,
Istifami verdim bu asktan bunu sen istedin sen istedin

istifami verdim bu asktan kaderimi yazarim en bastan anladimki senin yuregin ya demirden yada tastan
istifami verdim bu asktan kaderimi yazarim en bastan anladimki senin yuregin ya demirden yada tastan

Leave a comment »

AHH BABAM CAN BABAM:(


Ah o ekin bizde hiç tutmazmı
Gözlerin yaşı nadasta kurumazmı
Bir babam ki yaprak yaprak dökülen
Dalları eğilirde kendini vurmazmı
Dokunsam sana sen gibi kokarmıyım
Günaha senin gibi bakarmıyım
Sonbahar tane tane dökülür
Senin gibi sağlam ayağa kalkarmıyım
Ah babam Can babam
Bu dert bizde yok babam
Bize değen seni yakar
Seni yakan bizde söner
Dokunsam sana sen gibi kokarmıyım
Günaha senin gibi bakarmıyım
Sonbahar tane tane dökülür
Senin gibi sağlam ayağa kalkarmıyım
Ah babam Can babam
Bu dert bizde yok babam
Bize değen seni yakar
Boynunu bükme babam

Comments (2) »

GİDECEĞİNİ BİLE BİLE SEVDİM!

TüKeNDiM..
Aklım hep sende kaldı..
Duvarlar ardında saklı..
Cözemiyorum cok zorsun.. Yazının devamını oku »

Comments (4) »

BENİ GÜZEL HATIRLA

BENİ GÜZEL HATIRLA

Beni güzel hatırla!
Bunlar son satırlar…
Farzet ki, bir rüzgârdım, esip geçtim hayatından
ya da bir yağmur sel oldum sokağında
sonra toprak çekti suyu…
Kaybolup gittim, belki de bir rüya idim senin için.
Uyandın ve ben bittim…

Beni güzel hatırla!
Çünkü; sevdim seni ben, herşeyini…
Sana sırdaş oldum, dost oldum,
koynumda ağladın.
Yüzüne vurmadım hiçbir eksikliğini,
beni üzdün, kınamadım.
Alışıktım vefasızlığa, el oldun aldırmadım…

Beni güzel hatırla!
Sayfalarca mektup bıraktım sana.
Şiirler yazdım her gece, çoğunu okutmadım.
Sakladım günahını, sevabını içimde
sessizce gittim…
Senden öncekiler gibi sen de anlamadın.

Beni güzel hatırla!
Sana unutulmaz geceler bıraktım
sana en yorgun sabahlar…
Gülüşümü, gözlerimi, sonra sesimi bıraktım.
En güzel şiirleri okudum gözlerine baka baka,
söylenmemiş “Merhaba”lar sakladım her köşeye
vedalar bıraktım duraklarda.
Ne ararsan bir sevdanın içinde
fazlasıyla bıraktım ardımda.

Beni güzel hatırla!
Dizlerimde uyuduğunu düşün,
saçını okşadığımı, üşüyen ellerini ısıttığımı,
mutlu olduğun anları getir gözünün önüne.
Alnından öptüğüm dakikaları…
Birazdan kapını çalan kişi olabileceğimi düşün
şaşırtmayı severim biliyorsun.
Bu da sana son sürprizim olsun.
Şimdi, seninle yaşanan günleri ateşe veriyorum
beni güzel hatırla.
Gidiyorum…

Leave a comment »

BENİ BIRAKMA!…

Beni rüzgara verme
Öfkeli bir deniz gibi
Üstünden atma beni
Yazdığın gibi silme
Yumruklama parçalama
Ne yapsam kırılmaz diye
İtme koca dağlardan
Gidip gelip ağlatma=(
Bu bensiz yapamaz de
İçinin derinlerine sakla
Gösterme kimseye beni
Gönlünde tut bırakma
Kuşlara parçalatma
Çöllere koyup dönme
Gözden çıkarma beni
Tam her şeyimi aydınlatırken
Yeter bu kadar deyip sönme=(
Bir gidip bir gelip
Çocuk gibi oyalama
Korkutma yıldırma beni
Beni sakın bırakma =(

Leave a comment »

VAZGEÇEMEZSİN!…

 

Bir çıkış yolu bulunmayan, dertlerden kurtulunamayan hayat…
Kimsenin kimseyi düşünmediği, sadece kendi egolarını tatmin etmek için uğraşan insanların boşa yıkım çabasında olup ve bu yıkımı gerçekleştirdiği hayat…
O kadar anlam yüklüyken, o kadar anlamsızlaşıyor ki;
Ne seviyorum diyebiliyorsun,
Ne de sevilmek istiyorum…
Korkuyorsun yanılmaktan, canının acımasından, acı çekmekten…
Ama tüm yanmalara acılara rağmen kendini alıkoyamıyorsun, zehirli bir hançer gibi olan sevmekten sevilmekten…

Apansız düşüncelere dalıyorsun. düşüncelerin de tek bir kişi geliyor aklına. düşündüğünde içini kemiriyor bütün sorular. canın acısa da canını acıtsa da, yüreğini yaksa da, kimi zaman uçurumun kenarına getirse de ömrünü, bi’ adım da kalsa ölüme, ölümüne. her şeye rağmen O’nun yanında olmasını istersin.
Seni ağlatan da, aldatan da O olsa bile…
Yine her şey güneş kadar sıcak, sevimli, çekici ve vazgeçilmez gelir… Yansan da onsuz olamazsın hep ihtiyacın vardır.

Bir türlü vazgeçemezsin sevgiden, sevdadan, sevdalanılandan… Acı çektiren O ise çektiğin acı bile tatlıdır…

Vazgeçemezsin!…

Her şeyden önce hatta kendinden, kendi canından önce O’nu düşünürsün. Nefesin, kanın O olur. O’ nsuz hayat düşünemezsin.
Düşünmeyi bile düşünmezken insan, aşkın anlamında yok olur gider. Sevdaya doğru, sevdalığa doğru!…

 Nereye savrulduğunu bilmeden, rüzgarın hangi yönden estiğini, gelecek fırtınanın büyüklüğünü bilmeden, kendine korunak sadece sevgiliyi seçer.
 Zaten seven için her yer sevgilidir. Çünkü nereye baksa sevgiliyi görür. Sevgiliyle karşılaşır. Kaybolduğu tünelde bir ışık aramak yerine sevgiliyi arar. Bir an O’nsuz olamaz, olmak istemez. Hep O’nunla olmak ister. Fakat sevgili kördür. Sevgilinin gözü değil yüreği kördür. Anlamaz sevenin ne istediğini, bilmez sevenin onun için neler yapabileceğini habire inat eder,  habire kendini acıtır.

Unutmamalı ki aşk,  iki tarafı keskin kılıç gibidir!
Seveni öldüren kılıç gün gelir, sevgiliyi de öldürür!…

 

♥İnsan sevdiğine köle olurken, sevmediğine efendi bile olamaz….!….

                                  

 

 

                                                                       © DİLARA NUR KARA

Comments (2) »

GALİBA ÖZLEDİM:)))))

Comments (1) »

EN YENİ TELEFON MESAJLARI…

sana ihtiyacım var de ömrümü vereyim
seni seviyorum de kalbimi vereyim
ama benim için öl deme kusura bakma bunu yapamam.ben ölüpte seni baskasına bırakamam…

bir yabancıydın candan öte oldun
gözümde yoktun gönül tacım oldun.
sana yer yoktu hayatımda canım oldun
öyle sevdim ki seni vazgeçilmezim oldun…

yaşamak umut ister umut sevmek ister, sevmek yürek ister,senin yüreğin ne ister bilmiyorum ama bendeki yürek daima senin yüzünün gülmesini ister…

sebebsiz sevendir gerçten seven.seni sen olduğun için sever seni gerçekten seven  sana kendinden daha çok değer verebilendir seni gerçekten bilen.hayatta herkesi karşılıksız sev.esirgeme sevgini kimseden kimsenin sevgime ihtiyacı yok deme hiç bir yerlerde vardır sevgine muhtaç gören…!

aşkın yağmurundan kaçacak hiç bir barına korunak ya da sıgınak bulamazsın…nereye gideersen git mutlaka ıslanırsın..

Biri kalır yüreğinin en güzel yerine hiç tükenmez eskimez çekip gitmez hasret gibi kader gibi yaşam gibi ölüm gibi biri kalır vazgeçilmez…TIPKI SENİNN GİBİ F.

tabip mecnunun rahatsızlığından  dolayı iğne yapmak  zorunda kalı.ama mecnun istemez.bu drurumda tabip mecnuna sorar ‘ne o yoksa korkuyor musun?’mecnun cevap verir’hayır damarlarımda gezen leylamı incitmekten korkarım…

‘özelsin’çünkü seviliyorsun
‘özelsin’ çünkü hakediyorsun.sen varya tatlı bi alemsin.özelliğin senden geliyor çünkü sen ‘ bitanesiz’ işte bu yüzden vazgeçilmezsin…

Leave a comment »

GENÇKEN YAPILACAKLAR…

*sokakta birine dokun ebe deyip kaç

*heyecanlı bi şekilde minibüsü durdur saati sor ve teşekkür et

*işlek bir caddeye git gelen gecenden taksi parası iste

*eline kendi fotonu al yoldan gecenlere bunu gördünüz mü diye sor

*markete gir sakız al kredi kartıyla öde

Comments (1) »

SEVDA ÇÖLÜNDE MECNUN DEĞİLSEN…

Gönül çalamazsan aşkın sazını, ne perdeye dokun ne teli incit
eger cekemezsen gülün nazını ne dikene dokun ne gülü incit
bülbülü dinle ki gelesin cosa,karganın namesi gider mi hoşa
meyvesiz ağacı sallama boşa,ne yaprağını dök ne dalını incit.
bekle aşk kapısını sadık isen,sevda çölünde mecnun değilsen,
ne leylayı çağır ne çölü incit…

Comments (1) »

BÜTÜN ŞEHİRLER UYUR GÖNÜL ŞEHRİM UYUMAZ…

 

bir daha sesimi duymayacaksın.sitemlerin sahipsiz, soruların cevapsız kalacak.belkide  ilk defa içinikemirecek yokluğum.tanımadıgın bir korku içini kaplayacak ve ilk defa kendinle hesaplaşacaksın. bütün duvarlar üstüne yıkılacak.ilk defa unutuldum diye yüreğin sızlayacak.sakın unutma bütün şehirler uyur gönül şehrim uyumaz.ve birgün bütün sevenlerin unutur seni AMA BU DELİ ASIK ASLA….

Leave a comment »

TÜRK OLMAK….:))))))

*telefon çaldıgında yanına gidip 1 kere daha çalmasını beklemek

*okuduğu kitabın ön sözünü atlamaktır.

*yemek yediği kaşığı tatlı yemeden önce yalayarak temizlemektir

*yemeğin tadına bakmadan tuz atmaktır

* boyalıdır dokunmayınız yazısını gördüğünde parmağıyla kontrol etmektir.

*bulmaca da kadın erkek farketmeden mankene sakal kaş bıyık çizmektir

* yabancı sarkıları bilmedği halde söylüyormuş gibi yapmak

*belli bir yaşa kadar biber dolmasının içini yiyip dışını bırakmaktır.

*yok cevabına hiç mi yok diye karşılık vermektir

* napıyosun? sorusuna sanki nasılsın? diye cevap vermektir

* bunları okuyup harbi lan deyip gülmektir:)))))

Comments (1) »

tarkan* işim olmaz:)

Ne kadar çok uğraşsan da
Beni kırmaya çalışsan da
Senden ayrılmam mümkün değil
Yaaa!

Bazen bana darıldığında
Telefonlara bakmadığında
Seni özlemek kolay değil
Yaaa!

Olsun be güzelim olsun
Aşkın sağı solu belli olmaz
Ben aklımı senle bozdum
Hiç kimseyle işim olmaz

Nefesinde yüzeceğim
Yüzümün kıyısına vurdukça
Sevdim yine seveceğim
Aşkın koynunda uyudukça
Aşkın koynunda uyandıkça

Ben kovaladıkça kaçsan da
Aşkımı hafife alsan da
Varlığın binbir ömre bedel
Yaaa!

Beni bazen anlamasan da
Canımı dağlayıp acıtsan da
Seni affetmek bile güzel
Yaaa

Leave a comment »

YALVARIRIM NE OLUR GİTME

yalvaririm ne olur gitme
hic insaf kalmamis sende
seni canimdan cok sevdim
vurulurmu seven böyle

yaraladin beni, beni, beni
karaladin beni, beni, beni
yaraladin beni, beni

bilseydim hic baglanmazdim
bu dertlere katlanmazdim
beni biraz anlasaydin
simdi böyle aglamazdin

Leave a comment »

SAL SENSİZLİĞİ ÜSTÜME

Leave a comment »

GRİPİN SEN GİDİYORSUN….:(

Leave a comment »

GİDENİN DOSTU OLMAZ!…

kimi acılar içimizden geçer,
kimi anılar üstümüzden…
beni susturur, seni doldurur, bizi arkamızdan vurur…

kimi der “elimin kiri ihanet.”
kimi der “ne münasebet.”
iyisi mi sen beni azad et;
sen sağ ben selamet…

kolay mı sandın?
kolay olsaydı sen yapardın…
gidenin dostu olmaz derler;
gidiyorum gözün aydın…

kimi sözler birbirine benzer,
kimi sessizlikten beter…
beni kandırır, seni avutur, bizi arkamızdan vurur…

kimi der “elimin kiri ihanet.”
kimi der “ne münasebet.”
iyisi mi sen beni azad et;
sen sağ ben selamet…

kolay mı sandın?
kolay olsaydı sen yapardın…
gidenin dostu olmaz derler;
gidiyorum gözün aydın

Leave a comment »

LAZİGASYON*KARADENİZLİ NAVİGASYON YAPARSA:)))))

Leave a comment »

YAR YANIMDA OLMAYINCA…

Değme Doktor Değme Sakın Başka hastalara bakın ömür bitti ecel yakın yar yanımda olmayınca…

Leave a comment »

BEN BİR TEK….

Leave a comment »

ADIMI KALBİNE YAZ…..:)

Leave a comment »

CEM YILMAZ* HAYDE:):):)

Leave a comment »

TANER KAYA AYRILSAK ÖLÜRÜZ BİZ

Leave a comment »

ben seni hiç unutmadım

Leave a comment »

vay delikanlı gönlüm bu kurşunu sen yinemi yedin

Karanlığa bırakmasaydın beni yokluğunla, Mecnun’un bu çölleri aşardı Leyla
Çöller bile acırken halime, sen arkana dönüp bakmadın bile
Yüreğimi ışıksız bıraktın ve ben sensiz karanlıkta yıkıldım Leyla.
Şimdi geri döndün ama ardında bıraktığın enkaz küllerle kaplandı
Bir zamanlar senin için çarpan kalbime, umursamazlık denilen o hançer saplandı ve Mecnun öldü Leyla…

Gözlerimde güneş kayboluyordu sen giderken
Meçhule düşerken çaresizliğin çığlığı
Bir gül ağlıyordu küçücük yüreğimde, gizli gözyaşları ile
Umursamıyordun bile ve gidiyordun öleceğimi bile bile

Hasret hoyratmış, hasret gaddar.
Keskin bir bıçak gibi, önce direncimi
Sonra mavi gökyüzümü biçti
Kan damlıyordu bulutlardan
Görüyordum ama
Saramıyordum yaralarını
Nefes alamıyordu artık gökkuşakları
Birer, birer öldüler hepsi
Ya da ben öldüm
Ne fark eder ki

Yıkılmaz dağların çığlığı
Yıkılmanın çaresizliğinde siyaha döndü
Ve aşkta bir mahşer varsa eğer oda gittiğin gündü
Zamanlar durdu anlar bir asırdı artık ve dünler yarınları vurdu

Sessizliğin hükmündeydi her şey
Aşkın kanat sesleri susuyor
Gelincikler ölüyor
Ölümün senfonisi düşüyordu
Bütün güllerin goncasına
Ve cehennem gibi bir ateşin ortasında
Aşk üşüyordu Leyla aşk üşüyordu

Çaresizlik hoyrat, çaresizlik gaddardı…
Renkler yarış ediyordu düşlerimde ve siyah kazanıyordu her seferinde
Kaybediyordu, gökkuşakları ve soluyordu her seferinde vuslatın başakları.

Oysa ben o çığlığı bekledim hep
Uykusuz gecelerin, sensiz sessizliğinde…
Hüzün duvarını yıkacak, cesur bir sevdaya yakışır o cesur haykırışı
Ferhat’ın bileği, Kerem’in yanan yüreği, Mecnun’un çöllerine umut olacak o cesur haykırışı

Ve Aslı ve Şirin ve Zühre ve Leyla
Sustu mu, umudun bütün dilleri, gömdünüz mü bütün aşkları?
Neden?
Neden?
Neden?
Vazgeçmek bu kadar kolay mı?
Diye haykırmıştım oysa…
Sen ardına bile dönüp bakmadın ve Mecnun orda öldü Leyla
Mecnun orada öldü…

Comments (1) »

beni ellere sorma zalim

Leave a comment »

TURKUAZ GÖZLÜM

Comments (1) »

SEVİYORUM

Leave a comment »

YARALI-CENGİZ KURTOĞLU

Leave a comment »

AŞKIMSIN SEN

Comments (1) »

DEMEK GİDİYORSUN

Leave a comment »