Archive for Ağustos, 2009

Şansını çok zorladı

Şansını çok zorladı

Var Mısın Yok Musun yarışma programında genç yarışmacı Seda, şansını zorladı ve başardı.
Show TV’de ekrana gelen Acun Ilıcalı’nın sunduğu Var Mısın Yok Musun yarışma programında dün akşam yarışmacı koltuğunda oturan kişi Seda oldu.

Ailesi tarafından okula gönderilmediği ortaya çıkan Seda, başarılı bir yarışma çıkarttı.

Son dörde 500 TL, 50 bin TL ve iki adet 500 bin TL’lik kutularla kalan yarışmacıya Hamdi Bey’in teklifi 88 bin TL oldu.

Seda, bu teklife ‘yokum’ diyerek yoluna devam etti. Açtırdığı ilk kutuda 500 bin TL’yi bulan Seda, büyük bir üzüntü yaşadı. İkinci seçiminde 500 TL açtıran Seda, bu sefer de büyük bir sevinç yaşadı. Arkadaşlarına ve Acun’a sarılan Seda, gözyaşlarına boğuldu.

Son ikiye 50 bin TL ve 500 bin TL’lik kutularla kalan Seda, Hamdi Bey’den 132 bin TL’lik teklif aldı.

132 bin TL’lik teklifi kabul eden Seda’nın önünde duran 17 numaralı kutuda 50 TL vardı. Seda, kutusundan 500 bin TL çıkmadığı için bir hayli mutlu oldu.

Televizyon Gazetesi

Comments (2) »

Münevver’in babasından şok istek

Münevver’in babasından şok istek

Başı kesilerek öldürülen Münevver Karabulut’un babası Süreyya Karabulut, Garipoğlu ailesinden ne istedi?
Başı kesilerek öldürülen Münevver Karabulut’un babası Süreyya Karabulut, Garipoğlu ailesinden 3 milyon euro helallik istedi.

Fox TV’ye konuşan Süreyya Karabulut, Garipoğlu ailesinden kendisine gönderilen haberde “Cinayete karşılık helallik” teklif edildiğini, kendisinin bunu 2 şartla kabul edebileceğini söyledi.

Karabulut, ilk şartının cinayet zanlısı Cem Garipoğlu’nun adalete teslim edilmesi olduğunu, ikinci şartının ise kendisine helallik bedeli olarak 3 milyon euro ödenmesi olduğunu belirtti.

Süreyya Karabulut, “3 milyon euro verirlerse hakkımı helal ederim dedi” dedi.

Comments (2) »

‘Ne olur gözlerini aç abi’

‘Ne olur gözlerini aç abi’

8 yaşındaki Ahmet 11 yaşındaki ağabeyi Selim’in cesedi başında gözyaşı Bursa Orhangazi’nın Gedelek Köyü’nde Selim Bozkurt (11), kardeşi Ahmet (8) ve 3 arkadaşı ile birlikte zeytinlikler arasında bulunan sulama havuzuna gitti. Yüzme bilmeyen Selim, serinlemek için 1 metre 70 santim derinliğindeki havuza girdi. Ayakları yere değmeyince paniğe kapılarak sudan çıkmaya çalışan çocuğa kardeşi Ahmet sopa uzatarak yardım etmek istedi. Ancak sopayı tutamayan Selim, havuzun dibine battı. “İmdat” çığlıkları atan çocukların yardımına ormanda çalışan geçici tarım işçisi Davut Enzim yetişti ve havuza girerek Selim’i sudan çıkardı. Çocuk yapılan suni teneffüse rağmen kurtarılamadı. Küçük Ahmet ağabeyinin cansız bedenine kapanıp dakikalarca “Ne olur gözlerini aç abi” diye ağladı

Comments (1) »

Yasak aşk gerçek mi oluyor?

Yasak aşk gerçek mi oluyor?

Aşk -I Memnu” dizisinin yasak âşıkları Beren Saat ile Kıvanç Tatlıtuğ’un tıpkı dizideki gibi aşk yaşamaya başladığı konuşuluyor.
“Aşk ıI Memnu” dizisinin yasak âşıkları Beren Saat ile Kıvanç Tatlıtuğ’un tıpkı dizideki gibi aşk yaşamaya başladığı konuşuluyor son günlerde.

Aşk-ı Memnu dizisindeki aşk gerçek mi oluyor?

Cuma ve cumartesi günleri Cihangir’de el ele yürürken görülen çiftten Tatlıtuğ, önceki hafta 9 aylık sevgilisi Meltem Cumbul ile yollarını ayırmıştı. İki buçuk ay önce sevgilisi Bülent İnal’dan ayrılan Saat de, verdiği bir röportajda “Kıvanç Tatlıtuğ ile aranızda bir şey yaşanabilir mi?” sorusuna “İleride ne olacağı belli olmaz” diye yanıt vererek kafalarda soru işareti bırakmıştı.

Comments (1) »

“Boyundan büyük kalbini” yanında taşıyor

“Boyundan büyük kalbini” yanında taşıyor

9 yaşındaki Mehmet Ali Yeşiltepe, nakil için uygun bir kalbin bulunmasını bekliyor.
Kalp yetmezliği tedavisi gördüğü Ege Üniversite Tıp Fakültesi Hastanesinde yapılan operasyonla Türkiye’de yapay kalbin takıldığı en küçük hasta olan 9 yaşındaki Mehmet Ali Yeşiltepe, nakil için uygun bir kalbin bulunmasını bekliyor.

Şanlıurfalı Ömer ve Hatice Yeşiltepe çiftinin 8 çocuğundan Mehmet Ali Yeşiltepe’ye 4 sene önce kalp yetmezliği teşhisi kondu. Oğulları Faruk (15) ve Veysi’yi (10) aynı hastalık sonucu kaybeden Yeşiltepe ailesi, Mehmet Ali’nin kardeşleriyle aynı kaderi paylaşmaması için İzmir’e yerleşti. Mehmet Ali’nin durumunun ağırlaşması ve organ nakline ihtiyaç duyulması üzerine, EÜ Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Özbaran başkanlığındaki ekip tarafından, küçük çocuğa, uygun kalp bulununcaya kadar yaşamını devam ettirmesine olanak sağlayan kalp destek cihazı takıldı.

Boyundan büyük ve kilosundan daha ağır cihaz nedeniyle son iki ayını EÜ Tıp Fakültesi Hastanesinde geçiren Mehmet Ali Yeşiltepe, AA muhabirine yaptığı açıklamada, vücuduna bağlı kocaman makinenin sürekli kan pompaladığını söyledi. Rahatsızlığı nedeniyle ilkokula gitme şansı olmadığını anlatan Mehmet Ali Yeşiltepe, “Okula gitmek istiyorum. Fazla yürüyemiyorum. Zor oluyor. Makine ağır. Koşamıyorum, top oynayamıyorum” diye konuştu.

Yapay kalp takılmadan önce daha çabuk yorulduğunu belirten Yeşiltepe, “Sağlığıma kavuşunca okula gitmek istiyorum. Okuyunca doktor olmak istiyorum. Cerrah olacağım. Koşup oynayacağım. Urfa’da beni bekleyen arkadaşlarımla oyun oynayacağım. Herkesin organlarını bağışlamasını istiyorum” dedi. Mehmet Ali’nin yanından ayrılmayan ablası Gülcan Yeşiltepe (17) ise kardeşinin kendi imkanlarıyla okuma yazma öğrendiğini, onun küçük bedeninin çektiği ızdırabın bütün aileyi üzdüğünü belirtti.

İki erkek kardeşinin aynı hastalıktan yaşamını yitirdiğini ifade eden Yeşiltepe, “Şanlıurfa’dan kalkıp buraya geldik. Tek duamız kardeşime uygun kalbin bir önce bulunması” dedi.

“KALP DESTEK CİHAZI OLMASA BİRKAÇ GÜN İÇİNDE ÖLECEKTİ”
Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Özbaran ise kalp destek cihazı uygulamasının Türkiye’de sadece EÜ Tıp Fakültesi Hastanesinde yapıldığını bildirdi. Kalp destek cihazının, 6 yaşından 60 yaşına kadar nakil için uygun kalp bulamamış hastaların yaşamını devam etmesine olanak sağladığına dikkati çeken Prof. Dr. Özbaran, Mehmet Ali Yeşiltepe’nin cihaz takılan en küçük hasta olduğunu belirtti.

Yeşiltepe’nin kalbindeki problemin genetik olduğunu işaret eden Prof. Dr. Özbaran, şunları kaydetti: “Mehmet Ali, İdiyopatik Dilate Kardiyomiyopati hastası. Kalp kasının fonksiyon görmemesi. Bazı ailelerde genetik olarak saç ağarır, kiminin gözü bozuktur. Bu ailede de kalp kasıyla ilgili genetik bir problem var. Mehmet Ali, kalp destek cihazıyla yaşamını sürdürüyor. Cihaz takılmasa, birkaç gün içinde kaybedeceğimiz bir çocuktu. Aile daha önce iki çocuğunu aynı hastalıktan kaybetmişti. Bu ailenin kötü talihini değiştirip, erkek çocuklarının sağlıklı bir erişkin olmasına çabalıyoruz. Onun için kalp destek cihazı taktık. Cihaz ile yaşantısını hastanede gayet iyi sürdürüyor. Uygun kalp bulunca da nakli yapıp, Mehmet Ali’yi normal yaşantısına ve memleketine göndermeyi düşünüyoruz.” Prof. Dr. Özbaran, yurt dışında kalp destek cihazıyla 5 senedir yaşayan hastalar olduğunu, uygun kalbi bekleyen tüm hastalar için organ bağışının büyük önem taşıdığını sözlerine ekledi.

Comments (2) »

Dikkat! Banka hesaplarınız bloke edilebilir

Dikkat! Banka hesaplarınız bloke edilebilir

Başta bankalar olmak üzere PTT, aracı kurumlar, sigorta şirketleri, noterler ve diğer yükümlülere, hesap sahiplerinin kimlik ve adres bilgilerini güncelleştirmeleri için tanınan süre bitiyor.
Sadece yeni değil, eski müşteriler için de kimlik ve adres teyidi gerekecek.

Comments (1) »

DENİZ GİRERSE!…

Ramazanın ilk cuma namazında şişli camiinde cuma öncesi vaaz veriliyordu.Konu oruç ve orucla ilgili herşeydi…
emekli müftü ramazan ayını ve orucun önemini vurgularken sıra orucu bozan şeylere sıra gelmişti hoca anlatmaya devam ediyordu;”Bir gün cemaatden biri nüktedan bir imama
– hocam denize girsem oruç bozulurmu?hoca içinden bi la havle çekerek;
-valla mübarek ramazan ayında sen denize girsen oruc bozulmazda deniz sana girerse ozaman orucun bozulur…
bu sözlerden sonra cemaat kopar…

ben bağlayamadım saygılar….:D

Comments (1) »

hayvanlar oruç tutmaz

Son Asrın Evliyalarından Hacı Cemal Öğüt, Fatih Camiinde bir Ramazan gününde vaaz ediyor. Dışarıda oruç tutmayanları, başı açıkları, namaz kılmayanları görüyor, onlara bir şeyler demesi lazım, ama direkt olarak bir şey de söylemek istemiyor.

Konuya şöyle giriyor:
Şu Hacı Cemal var ya, bu saf hanımla nasıl yaşayacak, nasıl idare edecek, bilemiyorum.” Diyeceksiniz ki: “Senin hanım çok mu saf?” Aman sormayın, o kadar saf, o kadar saf ki, isterseniz bir saflık örneği vereyim de bakın anlayın. Hacı Cemal’in de bu saf hanımla nasıl yaşayacağını siz düşünün.
Efendim, öğle namazından önce abdestimi aldım, cübbemi giydim, kapıya da çıktım, buraya vaaza gelmek üzere ayakkabı­larımı giyerken bizim hanım da mutfakta iftarlık yemek hazırlı­yordu. Birden feryadı bastı. “Eyvah, bu da mı gelecekti başıma?” Hemen ayakkabılarımı çıkardım. Mutfağa doğru koştum, bak­tım, mutfakta bir şey yok.
Dedim ki: “Hanım, yangın alarmı ve­rir gibi ne bağırıyorsun öyle? Ne var?”
Dedi ki: “Görmüyor mu­sun kediyi?”
“Görüyorum, kediye ne olmuş?”
“Daha ne olacak? İftarlık pideleri yiyor” demez mi?
Tepem at­tı.
“Hanım sen de ne kadar cimrisin. İnsan bir pide için bu kadar çığlık atar mı? İşte camiye gidiyorum. Ne kadar pide istersen alır getiririm, hem de tazesinden” deyince, hanım bu sefer saf saf bana baktı, dedi ki: “İlahi hoca, asıl saf olan sensin! Ben pideye mi acıyorum? Görmüyor musun, şu mübarek Ramazan gününde hayvan oruç tutmuyor, oruç? Şapur şupur pide yiyor. Ben hay­vanın oruç yediğine kızıyorum, ona üzülüyorum.”
Tepem iyice attı. Ben de dedim ki: “İlahi hatun sen bilmiyor musun ki, hayvanlar oruç tutmaz, sen bilmiyor musun ki hayvanlar namaz kılmaz, sen bilmiyor musun ki, hayvanlar açık yerlerini örtme ihtiyacı duymazlar”
Cemal Hoca cemaate döner: “Nasıl bizim bu saf hatuna iyi söylemiş miyim?”
Cemaatte gülüşmeler…

Mesaj alınmıştır.

Comments (1) »

ASPİRİN: HARİKA İLAÇ

ASPİRİN: HARİKA İLAÇ
Dünyaca ünlü sağlık dergisi Men s Health in, uzman görüşlerine başvurarak yaptığı bir derlemede faydaları saymakla bitirilemeyen Aspirin inin iyileştirici etki yaptığı belirlenen 12 yeni hastalık daha masaya yatırıldı. Amerikan Kalp Vakfı nın sözcüsü olan ve Mayo Clinic te ilaç uzmanı olarak görev yapan Dr. Gerald Fletcher, “Bu kadar farklı amaçlarla kullanılabilecek başka bir ilaç yok. Hala Aspirin in yeni faydalarını bulmaya devam ediyoruz” diyor. İşte mucize ilacın 12 yeni marifeti…
Prostatı önlüyor:
Ünlü sağlık merkezi Mayo Clinic in uzmanları tarafından 1400 erkek üzerinde 5.5 yıl boyunca yapılan bir araştırma, prostat riskinin her gün Aspirin içen erkeklerde iki kat azaldığını gösterdi.
Kaşıntıyı kesiyor:
Birkaç tablet Aspirin i ezip toz haline getirin. Elde ettiğiniz tozu bir miktar nemlendiriciyle karıştırıp kaşınan bölgeye sürün. Bu losyon Aspirin in cilde nüfuz etmesini sağlayacak ve kaşıntıyı durduracaktır.
Tansiyonu düşürüyor:
İspanyol bilim adamlarının yaptığı bir araştırma, Aspirin in yüksek tansiyona iyi geldiğini ortaya koydu. Her gün alınan 100 miligram aspirin büyük ve küçük tansiyonu belirgin oranda düşürüyor. Ancak uzmanlar uyarıyor: Aspirini sabah değil, geceleri içmelisiniz.
Güneş yanığına karşı:
Yazın bir anda korunmasız olarak güneşin altında kalmaktan kaynaklanan yanıklar bir hayli can yakıcıdır ve ardından cildin kabarcıklar şeklinde su toplamasına neden olur. Ancak çok fazla güneş altında kaldıktan en az bir-iki saat sonra alınacak iki adet Aspirin hem yanmayı hem de cildin su toplanmasını azaltır.
Kalp dostu:
Günde en az 75 miligram Aspirin almak kanı inceltip damar iltihaplanmasını önleyerek kalp hastalıkları riskini yüzde 30 oranında düşürebiliyor. Göğüs ağrısı hissedildiğinde bir Aspirin çiğnemek, olası kalp krizini baştan önlemeye yardımcı oluyor ve kriz geçirilmişse bile bunun yarattığı tahribatı azaltıyor.

Nasıra iyi geliyor:
5-6 adet Aspirin i toz haline getirip yarımşar çay kaşığı su ve limon suyuyla karıştırın. Nasırlı bölgeye bu karışımı sürdükten sonra üzerini sıcak ve nemli bir bezle 10 dakika örtün. Aspirin in içindeki asit nasırı yumuşatacak ve süngertaşıyla biraz ovduktan sonra nasırınız düzelecektir.
Kolon kanserini önlüyor:
Aile bireylerinizden biri kolon kanseriyse her gün Aspirin içmenizde büyük fayda var. Zira araştırmalara göre günde 81 miligram Aspirin alan erkeklerde kolon kanseri riski, almayanlara göre yüzde 50 oranında düşebiliyor.
Uçukları geçiriyor:
Macar uzmanlar tarafından yapılan bir araştırmaya göre, her gün alınacak 125 miligram Aspirin uçukların cilt üzerindeki ömrünü ortalama 8 günden 5 güne düşürerek, neredeyse yarı yarıya azaltabiliyor. Aspirin, uçuğa neden olan iltihabı da azaltarak, etkilenmiş bölgenin daha çabuk iyileşmesini sağlıyor.
Alzheimer dan koruyor:
Hollanda daki Erasmus Tıp Merkezi nde görevli bilim adamları tarafından yapılan bir araştırmaya göre birkaç yıl boyunca düzenli Aspirin kullananlarda Alzheimer hastalığına yakalanma riski, bu ilacı düzensiz kullananlara göre yaklaşık yüzde 80 oranında daha az ortaya çıkıyor.
Kadında kısırlığa iyi geliyor:
Arjantinli uzmanlar, çocuk sahibi olamayan bir grup kadın üzerinde testler yaptı. Kadınlardan bir bölümüne sadece kısırlık ilacı, diğer gruba ise kısırlık ilacıyla birlikte 100 miligram Aspirin verildi. Aspirin, yumurtalıkta kan dolaşımını artırdığı için, ilacı Aspirinle alanların hamile kalma şansı yüzde 40 arttı. Sadece kısırlık ilacı alanlarda ise yüzde 20 artış görüldü.
Siğilleri söküp atıyor:
Bir parça bant alın, ortasına yuvarlak bir delik açın ve bu delik tam siğilin üzerine gelecek şekilde bantı cildinize yapıştırın. Ucu banttan dışarı çakan siğilin üzerine, daha önce toz haline getirdiğiniz Aspirin i sürün ancak cildinizin diğer taraflarına bulaştırmayın. Sonra bunun üzerini başka bir bantla kapatıp aynı işlemi üç gece üst üste uygulayın. Siğiliniz iyileşecektir.
Felçten koruyor:
Felcin nedeni kan pıhtılaşması. Aspirin in en önemli özelliği de pıhtılaşmayı önlemesi. Her gün alınacak bir Aspirin in, felç geçirmiş erkeklerde yeni bir felç riskini yüzde 25 oranında önlediği biliniyordu. Bundan yola çıkan uzmanlar, genel olarak felç riski taşıyanlarda da aynı oranda etkili olacağını düşünüyor. Hatta bazı araştırmalar bu oranın daha da yüksek olabileceğini gösteriyor.
Dikkat Aspirin midenizi delebilir!
Bu yeni faydalarıyla Aspirin in gerçekten mucize ilaç olduğu bir kez daha kanıtlandı. Ancak her ilaç gibi Aspirin in de zararlı etkileri olabiliyor. Uzmanlar özellikle mide hastalırını uyarıyor: Dikkat, Aspirin mideyi delebilir. Çünkü mide asit salgılayan bir organ. Aspirin veya romatizma ilaçları midenin koruyucu örtüsünü ortadan kaldırıyor. Böylece iç örtü asitle doğrudan temasa geçiyor.

KAYNAK:STED DERGİSİ
SAYGILARIMLA
DR.HÜSEYİN ERBAY

Comments (2) »

Hepsi gercek

Hepsi gercek olaylardan alinmistir.
1. Exxon’a ait bir petrol tankeri Kanada aciklarinda battiktan sonra,iki
tane deniz ayisi 80.000 dolar harcanarak temizlenmis ve buyuk bir
torenle denize birakilmislar.
Tam 2 dakika sonra herkesin gozleri onunde bir mavi balina
deniz ayilarini yemis…
(neymiiis: dogaya asla mudahale etmeyeceksiiiin)
2. New York’ta yasayan bir psikoloji ogrencisi kiz bos odasini
bir marangoza kiralar. Amaci onunla konusup, adamin davranislarini
incelemek.
Ama iki hafta sonra marangoz kizi bir balta ile parcalar…….
(neymiiiis:insanin basina ne gelirse ya meraktan…………)
3. Bonn’da iki gosterici, domuzlarin kesimevi’ne barbarca
goturulup orada kesilmelerini protesto ederken,domuzlarin bulundugu yerin
kapilari kirilir ve 2000 domuz kacisirken, iki gostericiyi ezerek
oldururler…….
(neymiiiis: demekki domuz domuzlugunu yapar)
4. Amerika’da kadinin biri evine gelir ve kocasini mutfakta
titrerken gorur.
Adamin belinden su-kaynatici’ya dogru bir kablo gitmektedir.
Kadin hemen kalin bir tahta parcasi bulur ve adamin koluna vurarak onu elektrik
sokundan ayirmaya calisir.
Adamin kolu iki yerinden kirilir.Sonradan anlasilir ki,
kocasi orada mutlu bir sekilde wallkman dinliyordur……..
(neymiiiiis: kadin milleti her zaman iyi niyetlidir…)
VE SONUNCUSU
5. Irakli bir terorist postaya bombali-mektup verir. Posta
ucreti eksik odendigi icin mektup kendisine geri postalanir.
Herseyi unutan terorist mektubu acinca parcalanarak olur……
(neymiiiis: unutkansan terorist olmayacan)

Comments (1) »

‘Aziz Başkan’ı çıldırtan olay!

Başkan Aziz Yıldırım, yedek yönetici olarak listesine aldığı Emin Gürhan İskender’i, yaptığı bir hata sonrası tek kalemde sildi.

Fanatik gazetesinin haberine göre; yönetime girerken, 1 milyon Dolar katkıda bulunacağı taahhüdünde bulunan ve bunu taksitlerle ödeyeceğini söyleyen İskender’in verdiği çeklerden birinin Düzce tesislerinin inşaatı başladığında muhasebe tarafından işleme konulduğu ancak karşılığının çıkmadığı belirlendi.

Herkesin fedakarlık yaptığı dönemde, yönetime yeni giren İskender’in sözünü tutmamasına çok sinirlenen Yıldırım’ın, kendisinden bir daha kulübe uğramamasını istediği ve mazeretlerini kabul etmediği öğrenildi.

Bu arada Saracoğlu Stadı’nda tüm yöneticilerin fotoğraflarının bulunduğu panodan İskender’in fotoğrafının çıkartılması dikkat çekti

Comments (2) »

Altın, bu yıl da yatırımcısını sevindirdi

Altın, bu yıl da yatırımcısını sevindirdi
1 Ocak 2009 yılında kilosu 41 bin lira olan altının, şu anda 46 bin liraya satılıyor

Gaziantep Kuyumcular Odası Başkanı Sedat Özdinç, altının 2009 yılının 7 aylık döneminde yatırımcısına yüzde 10 getiri sağladığını söyledi.

Geleneksel yatırım aracı olan altının, daha önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da yine en güvenilir yatırım aracı olduğunu ortaya koyduğuna işaret eden Özdinç, özellikle küçük yatırımcılara altını tavsiye etti.

Dünyanın en güvenilir yatırım aracı olan altının, özellikle kriz dönemlerinde öneminin daha da arttığına dikkat çeken Özdinç, ”Dünyada yaşanılan küresel kriz, bir çok ülkeyi olduğu gibi, Türkiye’yi de olumsuz yönde etkiliyor. Bu yaşanılan süreçte, özellikle küçük yatırımcılar için sıkıntı yaratıyor. Ama, bu kriz döneminde altına yatırım yapanlar büyük bir sorun yaşamadı ve yine altın yatırımcısını üzmedi” diye konuştu.

Özdinç, şu anda fiyatı düşük olan altını tüm yatırımcılara önerdiğini dile getirerek, şöyle konuştu:

”Halen, kilosu 46 bin olan altının bir gramının satış fiyatı 45 bin lira. Bu fiyat, düşük sayılır. Bu arada, dünyadaki son gelişmeleri de dikkate alarak altında ani bir düşüş beklemiyoruz. Aksine, 1 Eylül 2009 tarihinden itibaren de istikrarlı bir yükseliş olacağını tahmin ediyoruz. Şu anda ellerinde altını bulunan küçük yatırımcılar rahat olsunlar. Altına yatırım yapmış olan küçük yatırımcılar için herhangi bir olumsuz durum söz konusu değil.

Dünyadaki son gelişmeler, altın fiyatlarının yükseleceğine işaret ediyor. Dövizde yaşanılan düşüş ve yükselişlerin altında olmayacağını düşünüyorum. Altın her zaman için dünyanın en güvenilir yatırım aracıdır. Dünyada yaşanılan tüm sıkıntılı dönemlerde, bunun böyle olduğunu görüyoruz. Nitekim, son küresel kriz de altının güvenilirliğini bir kez daha ortaya koymuş oldu. Altın, dünyanın neresine giderseniz gidin değerini korur. Ayrıca, altın stoku bir ülkenin en büyük zenginlik kaynakları arasındadır.”

“YAZ SEZONUNDA UMDUĞUMUZU BULAMADIK”
Sedat Özdinç, özellikle küçük yatırımcılar için tercih edilen altının aynı zamanda takı olarak da kullanımı çok yaygın olan önemli bir maden olduğuna işaret etti.

Özellikle, takı olarak altına ilginin yaz aylarında artmasına karşılık, bu yıl esnafın yaz döneminde umduğunu bulamadığına vurgu yapan Özdinç, şöyle konuştu:

“Yaz sezonu, düğünlerin arttığı, başta Almanya olmak üzere değik ülkelerde işçi olarak çalışan vatandaşlarımızın tatillerine geçirmek üzere kentlerine geldiği dönemdir. Gurbetçilerin ve evlenen çiftlerin talebi, piyasaları canlandırır. Ancak, bu yaz sezonunda beklentimize karşılık bulamadık. Alım gücü düşen gurbetçilerimiz, altına rağbet etmiyor. Evlenen çiftlerimiz biraz da küresel krizin etkisi ile takı amacıyla çok az altın alıyor.

Bu durum, sektörümüze olumsuz yansıyor. Şu anda, piyasada bir durgunluk yaşanıyor. Bu arada, takı olarak kullanımı azalan altının özellikle düşük ayarlı olanlarına talep geliyor. Bunun bilincinde olan sektörümüzde, daha düşük ayarlı altınların satışı gündeme geliyor. Bir süre önce, tanesi 45 liradan satışa sunulan 1 gramlık altınlar piyasaya çıktı. Yakın bir zamanda, satışları arttırabilmek için 8 ayarlık altınlar da satışa sunulabilir.”

Comments (1) »

Son zamlarla memur maaşı ne kadar olacak?

Son zamlarla memur maaşı ne kadar olacak?
Hükümetin memur maaşlarına gelecek yıl yüzde 2,5 artı 2,5 zam yapılması teklifiyle en düşük memur maaşı 1 Ocak 2010’da 25,47 lira artarak 1044,29 liraya ulaşacak.

Türkiye Kamu-Sen AR-GE Merkezi, hükümetin gelecek yıl memur maaşları için sunduğu zam teklifinin maaşlara yansıması konusunda sosyal yardımların dışarıda tutulduğu bir hesaplama yaptı.

Buna göre, yüzde 2,5’lik zam teklifiyle memur maaşları 1 Ocak 2010’da itibaren yılın ilk yarısı için 25,47 ile 115,26 lira arasında artacak.
Başbakanlık Müsteşarı’nın maaşı 1 Ocak 2010’da 4 bin 610,25 liradan 115,26 lira artışla 4 bin 725,51 liraya ulaşacak.

Comments (1) »

IMF’den Türkçe internet sitesi

IMF’den Türkçe internet sitesi
Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) hazırladığı ilk Türkçe internet sitesi hizmete girdi.

Böylece IMF’nin yayın yaptığı diller arasına, İngilizce, Arapça, Çince, Fransızca, Japonca, Rusça ve İspanyolcadan sonra Türkçe de girdi.

IMF Dış İlişkiler Direktörü Caroline Atkinson düzenlediği basın toplantısında sitenin hizmete girdiğini duyurdu.

Orijinal başlığı ‘The Road to Istanbul’ olan İngilizce sitenin Türkçe versiyonunun çevirisi ise ‘Yol İstanbul’a’ şeklinde yapıldı.

http://www.imf.org/external/np/exr/am/2009/roadistanbul/index_tur.htm adresindeki sitede Ayasofya Müzesi’nin de yer aldığı bir İstanbul panoraması yer alıyor.

IMF ve dünya gündeminde bulunan dört konu tanıtılıyor: Krizden Kurtulma, Üyelerimize Mali Destek, Yoksulların Korunması, Değişen Bir IMF.

Comments (1) »

İşte bu arabaya sığıyorum

İşte bu arabaya sığıyorum

Şahan Gökbakar, milyarlık Porche’siyle tüm dikkatleri üzerine topladı
“Recep İvedik” karakteriyle büyük beğeni toplayan ünlü oyuncu Şahan Gökbakar, yönetmen kardeşi Togan Gökbakar ile birlikte önceki gün İstinye Park’taki Masa Restaurant’ta yemek yedi.

Geçtiğimiz günlerde Porsche marka spor arabasına binerken aşırı kilolarından dolayı zorlandığı yönünde haberler çıkan komedyen Şahan Gökbakar, haberi okuduktan sonra “Çok üzüldüm nerdeyse arabamı satacaktım. Fakat gördüğünüz gibi bu arabaya çok rahat sığıyorum. Binerken zorlandığım diğer küçük arabamdı, bunda bir problem yok”

dedi. Bu arada Şahan ve Togan Gökbakar kardeşler, İstinye Park’a gelirken ikisi de kendi spor arabaları Porsche Cayman ve Porsche Carrera ile gelince tüm dikkatler üzerlerine çevrildi

Leave a comment »

Toroğlu ve Çakar dünür oluyor

Toroğlu ve Çakar dünür oluyor

Futbolun iki usta yorumcusu Erman Toroğlu ve Ahmet Çakar dizi oyuncusu oluyor.
Vatan gazetesinin haberine göre; Ünlü spor yorumcuları Erman Toroğlu ile Ahmet Çakar dizi oyuncu oldu. İki ünlü yorumcu, TRT’de yayınlanacak olan “Anam Sağolsun” isimli dizinin başrolleri için önümüzdeki günlerde kamera karşısına geçiyor. Ekim ayında yayınlanması planlanan dizide Ahmet Çakar, Simavi Kortel adlı bir plastik cerrahını canlandırıyor. Kortel, eğitimli, kültürlü, kibar, aşırı titiz ve pimpirikli bir erkek babası.

Karısına son derece sadık olduğu halde bu konuda paranoyak karısına hiç yaranamıyor ve sık sık iftiraya maruz kalıyor. Erman Toroğlu ise Cemil Kurban adlı bir ciğerciyi canlandırıyor. Kurban, maddi durumu çok yerinde, yarı cahil, küstah, patavatsız, sonradan görme, hafif şovenist ama komik ve sempatik bir karakter. Çapkın olmasına rağmen karısından çok korkuyor. Ve sık sık yakalandığı halde çapkınlıklarını ustalıkla inkar ediyor. Dizide Çakar’ın oğlu ile Erman’ın kızı evli. Aynı zamanda Çakar’ın muayenehanesi ile Toroğlu’nun ciğerci dükkanı aynı binada. Dizide bu ikilinin çevresinde gelişen olaylar anlatılıyor. Toroğlu ve Çakar’ın dizide eşlerini canlandıracak isimler henüz netlik kazanmadı. Yapım şirketi şimdilerde Nevra Serezli ve Pakize Suda ile görüşmelerini sürdürüyor. İki futbol yorumcusuyla da 13’er bölüm için prensip anlaşması yapıldı

Comments (1) »

Cilveliyim! Mavi boncuk dağıtırım

Cilveliyim! Mavi boncuk dağıtırım

Kahkahalı, hazır cevap kadın Saba Tümer: ‘Sevgisini göstermeyi bilen yürekli bir adam arıyorum’
Ekrandaki Saba Tümer eğlenceli, kahkahalı, hazır cevap bir kadın…

Kahkahalarıyla stüdyoyu çınlatan şuh kadın diyorlar senin için. Sen kendini şuh buluyor musun?
Şuh göreceli bir kavram, ama evet, ben kendimi şuh buluyorum. Kahkahamdan dolayı mı şuh oluyorum, tam bilmiyorum ama bunu ben yapmıyorum. İçimden geliyor. Zaten içimden gelerek yapmasam anlaşılır. Gülmemin bu kadar dikkat çekeceğini bilmiyordum.

Ekrandaki Saba Tümer eğlenceli, kahkahalı, hazır cevap bir kadın. Özel hayatında da böyle misin?
Özel hayatımda daha fütursuzca konuşurum. Ekranda frene basıyorum. Bu aralar ağzımdan çıkanları kontrol edemiyorum, pat diye söylüyorum.

Gazetemi yatakta okur, çayımı yatakta içerim

Gecelerin kadını mısın? Hep gece programlarında mı olacaksın? Gündüz programları da denedin ama bu kadar başarılı olmadın…
Evet, ben gecelerin kadınıyım. Beni izleyenler de beni gece ekranda görmek istiyor. Metabolizmam gece daha iyi çalışıyor. Gece kendime geliyorum. Afyonum geç patlıyor. Tatilde de 04.00’ten önce uyuduğum olmadı.

Saba Tümer

Foto galeri için tıklayın

Nasıl uyanıyorsun?
11.30 gibi kalkıyorum. Ben uzun süre yataktan çıkmam. Gazetemi yatağımda okurum, çayımı yatağımda içerim. Acele evden çıkmayı sevmem. Çok acele çıkacaksam bile çayımı yatakta içerim.

Sana hizmet eden biri var mı?
Sürekli yok, bazı günler var. Çayımı kendim yapar yine yatağa girerim. Çayımdan bir yudum bile alsam yine yatağa girer çıkarım. Keyif ritüellerim var. Elma yiyeceksem elmamı da yatağımda yerim. Biraz internete bakarım. Sonra da evden çıkarım.

Bana sahiplenen biri gerek o yüzden hâlâ evlenemedim

Teyzemin 29 yaşındaki oğluyla yaşıyorum

Yalnız mı yaşıyorsun?
Teyzemin oğluyla yaşıyorum.

Şaşırdım! Kaç yaşında?
29.

Koruma gibi!
“Bu İstanbul’da yalnız yaşanmaz” dedim.

İzmir’den geldiğinde kızkardeşinle yaşıyordun diye hatırlıyorum…
Evet, o evlenince teyzemin oğluyla yaşamaya başladım.

Yalnız kalmayı sevmiyor musun?
Yakında kalabilirim. O da evlenecek. Artık ne yapacağım bilmiyorum. Aileden başka birini bulmam gerekebilir. Teyzemin oğluyla birlikte yaşıyoruz ama o erken kalkıp işe gidiyor, benim geldiğim saatte uyuyor. Geçenlerde aradı, “İki gündür Çeşme’deyim” dedi, ben farketmemiştim. Benim çalışma tempomda, biriyle saatlerimin uyuşması çok zor.

Dışarıdan bakıldığında senin erkek kuzeninle yaşadığın inandırıcı gelmez…
Herkes şaşırıyor ama ben yalnızlığı sevmiyorum. Evde karşılaşmasak da birisi var mı evde evet var, bunu bilmek bana iyi geliyor. Canım istediğinde odasının kapısını çalar konuşurum.

Bana sahiplenen biri gerek o yüzden hâlâ evlenemedim

“Koca değil, baba arıyorum” demişsin…
Evet. İyi bir baba arıyorum.

İyi baba olmayan bence iyi koca da olamaz. Bunu mu anlatmak istedin?
Bence de öyle. Benim için aile kavramı önemli. Annemi küçük yaşta kaybettim. 24 yaşındaydım annem öldüğünde.

Neden kaybettin?
Aniden kalp krizinden öldü annem. Ben hayatta şunu bilmek istiyorum, bir gün çocuğum olursa ve Allah korusun bana bir şey olursa kocam iyi bir baba olmalı.

Bu korku bende de vardı. Ben de annemi kaybettim, eşim de babasını erken kaybetmiş, hayat bir yerde sanırım insanları buluşturuyor…
İnsanın annesini kaybetmesi böyle bir korku ve stres yaratıyor. Benim içimde de bu tip korkular çok vardı, hâlâ da var. Ben bu konularda seminerlere gidiyorum. Gerekiyor bu tip şeyler.

Baban?
O hayatta. Kız kardeşim var, onun oğlu var.

Senin iyi baba modelin nasıl bir baba?
Sevgisini göstermeyi bilen, sahiplenen biri… Herkes baba olabilir ama dediğim gibi biyolojik bir babalıktan bahsetmiyorum. O yüzden de hâlâ evlenmedim.

Sperm bankasından çocuk yapma fikri sana nasıl geliyor?
Biz ailece çok bağlıyız. Şu anda yalnız çocuk büyütme fikri bana yakın gelmiyor. Bu düşüncem iki üç yıl sonra belki de değişebilir, bilemiyorum.

Habertürk’te güzel günlerim geçti, şimdi yoluma bakıyorum

Gazeteye röportaj da yapıyordun, devam edecek misin?
Şimdilik düşünmüyorum. Tamamen televizyona odaklanacağım.

Habertürk’ten ayrılışın üzerine çok şey yazıldı. Bir yarışmaya jüri olman…
Habertürk’te güzel günlerim geçti. Bana o imkânı verdikleri için herkese teşekkür ederim. Ama dün dündür. Şimdi yoluma bakıyorum.

CNNTürk’e geçtiğinde çevren nasıl tepki verdi?
Sokakta izleyiciler “Artık CNNTürk izleyeceğiz” diyor. Ama yakın çevremi sorarsan, aramasını beklediğim insanlar aramadı.

Programa çıkarken bir uğurun var mı?
Ekibim uğurlu. Zaten ilk görüşmemde “Hüseyinsiz çıkmam abi demiştim.” Ekibim de benle geldi, mutluyum. Programa çıkarken bazen meditasyon filan yaparım. Bir kolyem vardı, o görevini tamamladı, transfer oldum.

İlişkilerimde kolay biriyim

İlişkide nasıl birisin?
Bana göre kolay biriyim. Benimle ilişki yürütmek kolaydır. Manasız kıskançlıklarım yoktur. “Neredesin?” diye sıkıştırmam, sormam. Keyifliyimdir ama çevrem çok geniş; adama göre bu zor bir durum. “Şuna buna neden selam verdin?” diyorlar. Ben bu sene Alaçatı’da yemek yiyemedim. İzleyiciler sürekli geldi yanıma, yorum yaptılar, fotoğraf çektirdiler. Yürekli bir erkek arıyorum.

Mavi boncuk dağıtmayı severim

Çok çapkın bir kadın mısın?
Severim mavi boncuk dağıtmayı, ama bunun çapkınlıkla arasında bağ yok.

Flörtöz müsün?
Cilveli diyelim. Hoş hoş konuşup sohbet etmeyi, mavi boncuk dağıtmayı severim. Bir gün biriyle, yarın başkasıyla olan biri değilim. Aşk acısı yaşamaktan korktuğum için ilişkiden kaçıyorum galiba…

Bir erkekle aynı evde yaşadın mı? Kuzenle olanı sormuyorum…
4.5 yıl yaşadım. Ben yine çalışıyordum, karşılaştığım zamanlar çok keyifliydi, mutlu beraberlikti.

Evlenince eski heyecan kalmıyor

Evlilik sana yakın mı?
Bedenleri sigorta altına almak çocuk yapmayacaksan lüzumsuz. O imzayı atınca değişiyorsun, eski heyecan kalmıyor. Malın diye bakıyorsun. Sevgili olarak kalınca tetiktesin. Evlilik rehavet veriyor insanlara. Çocuk başka bir olay.

Çocuk olunca kadınlar da değişiyor…
Ebru Şallı’yı takdir ediyorum. “Önce kocam” dedi. Öyle düşünmese de “Önce kocam” demeli. Erkekler pohpohlanmayı seviyor, ama kadınlar buna ihtiyaç duymuyor.

Konuklarımın canını acıtmayı sevmiyorum

Programına davetli olanların sana rahatlıkla geldiklerini düşünüyorum. Senden korkmuyorlardır…
Evet. Ben kimseyi huzursuz etmiyorum. Özel hayatına girmiyorum. Can acıtmayı sevmiyorum.

Böyle de çok izlenilebiliniyor…
Aynen öyle. Kendime yapılmasını istemediğim bir şeyi yapmıyorum. Bir şekilde herkes kendini iyi ifade etmek istiyor. Kendini tanıtmak istiyor. Kalkıp karşımdaki çok oynarsa kısa şekilde “Bak ben buradayım, aptal değilim” diyorum.

Sen benim şu anda yaptığım gibi dışarıda bir mekanda da buluşup röportaj yaptın, canlı yayında da yapıyorsun. Nasıl bir fark var?
Kahkahalarla gülüyorsun, yazıya bunlar dökülemiyor. Ayrıca canlı yayında söylenenler doğrudan çıkıyor, ama yazıda söylediklerine sonradan pişman olanlar oluyor, kesilip biçiliyor.

Kasmadığım için konuğum kamerayı unutuyor

Programın senin şovun, konukların da genelde “ünlüler.” Onlar da bir yanıyla kendi şovlarını yapıyor. Bu anlamda samimiyet yakalamak bence çok zor. Senin başarın samimiyeti yakalamak oldu.
Benim onları acıtmayacağımı bildikleri için dökülüyorlar. Bir de ben de çok rahatım. Oturuşum bile rahat. Öyle kasılmıyorum, dimdik kalmıyorum. Kasmadığım için karşımdaki de kameraları unutuyor.

Konuk olarak çağırırken çekindiğin insanlar oldu mu?
Ben daha önce nerede ne konuştuklarına bakıyorum. Sıkışınca açık biçimde “Rahat olun” dediğim oluyor. “Şu aramızdaki duvarı artık bir aşsam” diyebiliyorum.

Vatan

Comments (1) »

Anneanne-torun el ele ölüme gitti

Anneanne-torun el ele ölüme gitti

Eskişehir’de, el ele tutuşup yolun karşısına geçmek isterken bir otomobilin çarptığı yaşlı kadın ile torunu hayatını kaybetti.
ESKİŞEHİR (İHA) – Göksel Ç.(20) idaresindeki 26 TZ 194 plakalı otomobil, Gündoğdu Mahallesi Çevre Yolu’nda yolun karşısına geçmek isteyen Münevver Yalak(54) ile torunu Rümeysa Kalapak’a(8) çarptı. Kazada, anneanne-torun olay yerinde hayatını kaybetti. Sürücü belgesi olmadığı öğrenilen Göksel Ç.’nin gözaltına alındığı kazayla ilgili soruşturmanın sürdürüldüğü

Comments (2) »

Erdoğan’ın tabancası tutukluk yaptı

Erdoğan’ın tabancası tutukluk yaptı

Başbakan Erdoğan eline aldığı işaret tabancasıyla yarışın startını verdi.

Avrupa’nın en prestijli ve en büyük yelken yarışı olarak kabul edilen ‘İstanbul Europa Race’in startı Başbakan Erdoğan tarafından verildi.

Erdoğan’ın, start tabancasıyla verdiği başlama talimatıyla birlikte yelkenliler yola çıktı. Ancak bu o kadar kolay olmadı. Erdoğan, defalarca tetiğe basmasına rağmen start tabancası ateş almadı. Bir yetkili devreye girerek tabancayı işler hale getirdi.

SONRA HAVAYA KALDIRMADAN PATLADI

Ancak bu kez de tabanca, Erdoğan daha havaya kaldırmadan erken patladı. Bunun üzerine yedek tabanca getirildi. Erdoğan bu tabanca ile 3 kez havaya ateş ederek stardı verdi. Erdoğan da bir süre yarışı izledikten sonra tekneyle bölgeden ayrıldı.

Comments (1) »

İkinci kez doğdu

İkinci kez doğdu

Üç yaşındaki bir çocuğun sözleri reenkarnasyon tartışmasını yeniden başlattı
ABD’de üç yaşındaki bir çocuğun İkinci Dünya Savaşı’nda ölen bir pilotun yeniden dünyaya gelmiş hali olduğunu söylemesi, reenkarnasyonun en gerçek kanıtı olarak gösteriliyor.

ABD’nin Louisiana eyaletinde dünyaya gelen James Leininger 2 yaşına kadar normal bir çocuktan farksızdı. Ancak 3 yaşına basmasına birkaç hafta kala kâbuslar görmeye ve “Uçak alev aldı! Düşüyorum” diye çığlıklar atarak uyanmaya başladı. Rüyasında James Huston isimli bir pilot olduğunu gören James, uyurken “Jack Larsen, Natoma, Corsair, küçük adam” gibi isimler sayıklıyor ve çırpınıyordu. Küçük çocuk, bir gün oyuncakçıda gördüğü uçak için “Bu bir Corsair” dediğinde annesi Andrea büyük bir şok geçirdi. James’in kâbuslarında uçağının Japonlar tarafından vurulduğunu, alev aldığını ve düştüğünü anlatması üzerine annesi oğlunun 2’nci Dünya Savaşı’nda hayatını kaybeden bir pilotun reenkarnasyonu olduğuna inanmaya başladı. Ancak babası Bruce ikna olmadı ve ona uçağının nereden kalktığını sordu. James, tereddüt bile etmeden “Natoma” diye cevap verdi. Natoma, 2’nci Dünya Savaşı’nda kullanılan bir uçak gemilerinden birinin ismiydi. Küçük çocuk birkaç hafta sonra bir kitapta Japonya’da Japon ve ABD’li askerlerin karşı karşıya geldiği Iwo Jima adasının resmini gördü ve babasına “İşte uçağım burada düştü” dedi. Jack Larsen ise onun en yakın arkadaşı olan bir başka pilottu. Bruce, oğlunun hikayeyi uydurduğunu kanıtlamak için Jack Larsen’i bulmaya karar verdi. Natoma gazilerinin toplantılarına katıldı ve nihayet Larsen’i buldu. Ancak acı gerçeği ondan öğrendi. 1945’teki Iwo Jima Savaşı’nda yalnızca bir ABD’li pilot ölmüştü ve o da terhis olmadan önce son görevine giden 21 yaşındaki James Huston’du. Huston’un uçağı Japonlar tarafından vurulmuş ve aynı oğlunun anlattığı gibi alev alarak okyanusa çakılmıştı. Bruce James’in yaşayan son akrabası 84 yaşındaki kardeşi Anne’i buldu ve oğluyla bir araya getirdi. Anne 2 yaşındaki çocuğun anlattıklarını dinledikten sonra büyük bir şok geçirdi ancak onun kardeşinin reenkarnasyonu olduğuna inandığını söyledi. Leininger ailesinin yazdığı ve James’in hikayesini anlatan “Soul Survivor” adlı kitap ABD’de satış rekorları kırıyor.

Leave a comment »

Avrupa Yakası bitti skandal başladı!

Avrupa Yakası bitti skandal başladı!
Ali Eyüboğlu köşesinde Geçtiğimiz aylarda ekranlara veda eden Avrupa Yakası’nın bilinmeyen yüzünü kalema aldı. İşte o yazı;

Atv’nin sevilen komedi dizisi “Avrupa Yakası” biteli aylar oldu. Ancak dizi oyuncularından çoğu hâlâ paralarını alamadı.Aslında dizi oyuncularının alacak konusundaki direkt muhatabı atv değil, “Avrupa Yakası”nın yapım şirketi Plato Film…

Avrupa Yakası’ndan kareler için tıklayın…

Oyuncular Plato Film’i, Plato Film de atv’yi sıkıştırıyor, ama sorun henüz çözülmüş değil.
atv, son 7 bölümün parasını şimdiye kadar Plato Film’e ödemediği için Sinan Çetin de oyuncularına ödeme yapmadı.
Diziden alacaklı olan oyunculardan sadece Binnur Kaya parasını tahsil etti.
Binnur Kaya, avukatı Ömer Durak aracılığıyla haciz gönderince para hemen hesabına geçti.
Yapımcı Sinan Çetin, “Avrupa Yakası”nın 7 bölüm ücretini tahsil etmek için görüşmeye gittiği atv yöneticilerinden para yerine nasihat aldı. Nasıl mı?
Olay şöyle oldu:
atv yöneticileri görüşmede Sinan Çetin’e, “Sana şu anda nakit ödeme yapamayız, ama elimizde daireler var, sana onları verelim” dedi.
Sinan Çetin de bu öneriye karşılık, “Ne yani şimdi ben de oyuncularıma para yerine oda mı vereceğim” deyince aldığı yanıt şu oldu:
“Bizi icraya versen de o dairelerden başka alacağın bir şey yok.”
“Avrupa Yakası”ndan alacağı olan oyunculardan birinin anlattı bu olay, bana kara mizah gibi geldi.
atv yöneticileri, “Yapımcılara borcu olan tek kanal biz miyiz? Diğerlerinin yanında bizim borcumuz devede kulak” diyebilirler. Haklılar da…
Ama hiçbirinin perde arkası bu denli “renkli” değil ki!

Comments (1) »

Tuğçe yine mi din değiştirdi?

Tuğçe yine mi din değiştirdi?
3 yıl Yunanistan’da yaşayan ve Türkiye’ye sadece iş için gelen Kazaz, geçen kış Cin Geçidi adlı sinema filminde oynamak için Türkiye’deydi. Çekimlerde, filmin Fransız görüntü yönetmeni Ramin Matin ile aşk Yaşamaya başladı. Bunu duyan Yunanlı eşi, ondan boşandı. Ramin Matin ile ilişkisini bitiren Kazaz’ın adı son olarak da eski sevgilisi Kenan Doğulu ile anıldı. “O defter kapanalı 5 yıloldu. Eski defterleri açmanın bir anlamı yok” diyen manken, bu ilişkiyi yalanladı.

Leave a comment »

“Arda ile aramda aşk olamaz çünkü…”

“Arda ile aramda aşk olamaz çünkü…”

Oyuncu Sinem Kobal, Arda Turan’la aşk yaşadağı yönündeki iddialarla ilgili konuştu
Selena adlı televizyon dizisindeki rolüyle yıldızı parlayan oyuncu Sinem Kobal, sık sık birlikte göründüğü Galatasaray kaptanı Arda Turan ile aşk yaşadığı iddialarından artık çok sıkıldığını söyledi.

Güzel oyuncu, önceki gün tek başına İstinye Park’ta mağazaları dolaşıp alışveriş yaptı. Kendisine bir iPod alarak alışverişini tamamlayan Sinem Kobal, fotoğrafını çeken muhabirimiz daha bir şey sormadan, “Biliyorsunuz ben koyu Fenerbahçeliyim, Arda ile aramızda arkadaşlıktan başka şey olamaz. Onunla aşk yaşadığımız iddialarından artık sıkıldım” dedi.

Arda Turan ile sürekli beraberliklerini çok iyi arkadaş olmalarına bağlayan Sinem Kobal, buna kimseyi inandıramamaktan yakındı. İnandırıcılığını güçlendirmek için “Fanatik Fenerbahçeli” olduğunu hatırlatan Kobal, bakalım bu söylemiyle ne kadar inandırıcı olabilecek. Sinem Kobal’ın adı daha önce de yine Galatasaraylı milli futbolcu Sabri Sarıoğlu ile anılıyordu.

Comments (1) »

İkinci el otomobil alacaklar dikkat!

İkinci el otomobil alacaklar dikkat!

“Sahibinden, bayandan, doktordan, çok temiz” kelimeleri artık tarihe karışıyor. İkinci el satışa çıkan araçların sicili bir mesajla öğrenilebilecek.
“Sahibinden, bayandan, doktordan, çok temiz” kelimeleri artık tarihe karışıyor. Her yıl bir milyondan fazla aracın el değiştirdiği ikinci el pazarında ‘güven’ sorunu aşılıyor.

Kısa mesaj sistemiyle artık ikinci el araçların geçmiş bilgilerine ulaşılabiliyor.

Comments (1) »

Ne zaman öleceksiniz?

Ne zaman öleceksiniz?

ABD’de kurulan yeni bir internet sitesi insanların ne zaman öleceğini hesaplıyor.
Carnegie Mellon üniversitesi araştırmacıları tarafından kurulan DeathRiskRankings.com isimli internte sitesi, sağlık kayıtlarını baz alraka yaşa, cinsiyete, coğrafi konuma göre bir ölüm tahmininde bulunuyor.

Örneğin İngiliz bir kadının ölüm riski araştırıldığında hemen ülkedeki yapılan araştırmalara dayanarak meme kanserine yakalanma riskinin yüzde 33 olduğu kriter alınıyor ve buna göre hesaplama yapılıyor. Aynı hesaplama Pennsylvanialı bir kadına yapıldığında ise bu oran yüzde 29 olarak baz alınıyor.

Sitede yapılan hesaplamalara göre 20 yayındaki bir Amerikalı kadının ölme riski binde beş oranında. 40 şındaki bir insanın ise ölüm riski üç kat, 60 yaşındaki birinin ise 16 kat artıyor. 80 yaşına gelindiğinde ise ölüm riski tam 100 kat daha fazla

– İŞTE ÖLÜM RİSKİNİ AZALTMANIN YOLLARI

Ölüm riskini hesaplayan internet sitesinin haberini yayınlayan Fox News kanalı, insanların ölüm riskini azaltmaları için son yapılan araştırmalara dayanarak 10 tavsiyede bulundu.

İşte ölüme meydan okumanın 10 yolu:

Düzenli uyku
Arkadaşlarınızla vakit geçirin
Stersten uzak durun
İyi bir cinsel hayatınız olsun
Şarap için
Evcil hayvan besleyin
Düzenli doktor kontrolünden geçin
Pozitif düşünün
Evlenin
İyi bir eğitim alın

NOT: MÜSLÜMANSAN ALLAHA İNANMIŞSAN ÖLÜMDEN KORKMA ÖLÜM SENDEN KORKSUN…

Comments (1) »

İşadamı balıklara yem oldu!

İşadamı balıklara yem oldu!

AKP Yönetim Kurulu üyesi işadamı Fahri Aydın’ın cesedi gölden bir haftadan beri çıkarılamadı. Olay yerindeki dalgıçlar, balıkların işadamının cesedine zarar vermeye başladığını söyledi.
Gümüşhane-Giresun yol güzelgahındaki Kirazlık mevkiinde aracın kontrolünü kaybederek Torul baraj gölüne uçan Gümüşhane AKP Yönetim Kurulu üyesi işadamı Fahri Aydın’ın cesedi bir haftadan beri çıkarılamadı. Olay yerindeki dalgıçlar, balıkların işadamının cesedine zarar vermeye başladığını söyledi.

Araç baraj gölüne düştükten sonra işadamını gölden çıkartmak için büyük bir çalışma başladı. Sivil savunma ekiplerinin yanı sıra, Samsun Sahil Güvenlik Komutanlığı’na bağlı dalgıçlar ve Ankara’dan helikopterle olay yerine getirilen 5 Kişilik AKUT ekibi arama kurtarma çalışmalarına katıldı.

Yapılan arama sonucunda kazanın üçüncü günü aracın baraj içinde düştüğü yer tespit edildi. 4. gün araçta sıkışan işadamının cesedinin çıkarılmasının mümkün olmadığı için otomobille birlikte çıkarılmasına karar verildi.

Önceki gün balonlarla sıkıştığı yerden kurtarılmaya çalışılan otomobile takılan bağlantı halatı kopunca, otomobil baraj suları içinde kayboldu. 2 gündür arama çalışmalarının devam ettiği baraj gölünde dalgıçlar otomobilin yerini tespit etmeye çalışıyor.

Baraj derinliğinin zaman zaman 75 metreye kadar çıkmasının dalgıçların işini zorlaştırdığı ve göldeki balıkların işadamı Aydın’ın cesedine zarar vermeye başladığı bildirildi.

Comments (1) »

En akıllıca ceza

En akıllıca ceza

ABD’de bir kadın, kendisini aldatan kocasını üzerinde “Aldattım. Bu da benim cezam” yazan bir pankartla caddede dolaşması şartıyla affetti.

Amerika’da William Taylor isimli bir kişi, karısını aldattı.

Pişman olan koca, eşinden af diledi. Aldatılan kadın ise affetti ama bir ceza da verdi.

William Taylor’ın cezası, Washington yakınlarında işlek bir caddede tam da iş çıkış saatinde elinde “Karımı aldattım, bu da benim cezam” yazısıyla beklemekti

Comments (1) »

Altunay`dan Sultangazi`ye İmam Hatip sözü

Altunay`dan Sultangazi`ye İmam Hatip sözü
Sultangazi Belediye Başkanı Cahit Altunay, Sultangazi’ye İmam-Hatip Lisesi yapma sözü verdi.

——————————————————————————–

Sultangazi Belediyesi’nin belediye yemekhanesinde ilçedeki siyasi parti temsilcileri ve esnafa yönelik verdiği iftar yemeğinde konuşan Belediye Başkanı Cahit Altunay, ‘İmam – Hatip Lisesi` için alan tahsis etme çalışması başlattıklarını ve en kısa sürede Sultangazi’ye İmam-Hatip Lisesi açacaklarını söyledi.

GÜNDE 7 BİN KİŞİYE İFTAR
İftar organizasyonunda sonra söz alan Belediye Başkanı Cahit Altunay, belediye olarak düzenledikleri Ramazan Etkinlikleri çerçevesinde her gün iftar çadırında 2 bin ve çorba çeşmelerinde 5 bin olmak üzere günde 7 bin kişiye sıcak yemek verdiklerini söyledi.

Belediye hizmetlerinden de bahseden Altunay, daha sonra yemeğe katılanların taleplerini dinledi.

SAADET PARTİ’Lİ KIRAN’IN İMAM-HATİP SORUSU
Saadet Partisi İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Bilal Kıran’ın Sultangazi ilçe girişi Hamza Yerlikaya Spor Kompleksinin önünde daha önce İmam-Hatip Lisesi olarak kaba inşaatı yapılan ve yıllardır atıl duran inşaatla ilgili herhangi bir girişimleri olup olmadığını sordu. Kıran, Sultangazi’de İmam-Hatip Lisesi bulunmadığını belirterek nasıl bir çözüm yoluna gideceklerine dair yönelttiği soruya cevap veren Belediye Başkanı Cahit Altunay, Sultangazi’ye İmam-Hatip Lisesi yapma sözü verdi.

BU KADAR NET SÖYLÜYORUM!
İMAM HATİP LİSESİ DE OLACAK!

Altunay soruya şu şekilde cevap verdi: “ Atıl halde duran İmam-Hatip lisesi kaba inşaatı konusunda daha önce Gaziosmanpaşa Belediyesi tarafından bir çalışma yapıldı ve alan 29 yıllığına Aydın Üniversitesine verildi. Aydın Üniversitesi’nin bazı şartları yerine getirmemesi üzerine Belediye Meclisimizce bu şartnameyi fesh ettik. Şimdi coğrafi alan Sultangazi Belediyesine geçince bu aksaklığın Aydın Üniversitesince kaynaklandığını belirtip üniversitenin gelişine asla karşı olmadığımızı ifade edeceğiz. Ama bahsettiğiniz ihtiyacı da giderecek (İmam-Hatip Lisesi yapılması) alanları tespit ediyoruz. Oda olacak. Bu kadar net söylüyorum. Üniversitemizde olacak ama Meslek Liselerimiz de olacak.” http://www.sultangazigazetesi.com

Comments (5) »

Gaziosmanpaşa’da Sahte Diploma Vakası

Gaziosmanpaşa’da Sahte Diploma Vakası
MİLLİ Eğitim Bakanlığı, yapılan bir soruşturma sonucunda İstanbul Gaziosmanpaşa Kazım Karabekir İmam Hatip Lisesi (3), İstanbul Gaziosmanpaşa Küçükköy İmam Hatip L(2) diplomanın sahte olduğu tespit edildi.

MİLLİ Eğitim Bakanlığı, yapılan bir soruşturma sonucunda çeşitli kurumlarda görevli 42 memura ait üniversite ve lise diplomalarını ‘sahte’ olduğu gerekçesiyle iptal etti. Sahte diplomaların sahipleri isim isim Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği dahil tüm kamu kurum ve kuruluşlarına bildirilirken, sahte diploma sahibi personelin özlük durumlarının yeniden değerlendirilmesi istendi. Diplomaların 29’unun ‘imam hatip’ ve ‘ilahiyat’ eğitimi veren kurumlara ait olması dikkat çekti. İstanbul Gaziosmanpaşa Kazım Karabekir İmam Hatip Lisesi (3), İstanbul Gaziosmanpaşa Küçükköy İmam Hatip Lisesi (2),

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu adına Müsteşar Muammer Yaşar Özgül imzasıyla yayımlanan ‘diploma iptali’ konulu genelge, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’ne, Başbakanlık Devlet Personel Başkanılğı’na, Başbakanlık Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü’ne, Bakanlıklara ve Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’na gönderildi. İptal edilen sahte diploma ve sahipleri Resmi Gazete’de de yayımlanarak duyurulurken, kurum ve kuruluşlar uyarıldı, varsa, sahte diploma sahibi personelin özlük durumlarının yeniden değerlendirilmesi istendi.

Kaynak: Durumhaber

Comments (1) »

Haliç Boğaz Suları ile Temizlenecek

Kâğıthane Deresi’ne sürekli su akışının sağlanarak dere suyunun yenilenmesi ve Haliç’e sürekli temiz suyun girmesini sağlamak için, Boğaz’ın suları inşa edilen tünelle Kâğıthane Deresi’ne taşınıyor. Ayazağa ile Sarıyer Çayırbaşı arasında inşa edilecek tünel için 27 Ağustos 2009 Perşembe günü İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın katılımıyla Tam Kesit Kalkanlı TBM Makinesi tünele indirilecek.
İstanbul’un bir iç limanı olan Haliç, yıllar boyu Kâğıthane Deresi’nin taşıdığı suyla beslenmiş ancak bölgedeki yoğun yapılaşma sebebiyle dereyi besleyen kaynaklar zamanla kurudu. Günümüzde Kâğıthane Deresi yalnız yağmursuları taşıyan bir dere halini aldı. Yağış olmadığı dönemlerde ve bilhassa yaz mevsiminde derede ve derenin Haliç’e döküldüğü noktada su sirkülasyonu olmadığından suda çözünmüş oksijen miktarı azalıyor ve canlı yaşamı olumsuz etkiliyor.
Haliç için 38 milyon TL yatırım
Kâğıthane Deresi’ne sürekli su akışının sağlanarak dere suyunun yenilenmesi ve Haliç’e sürekli temiz suyun girmesini sağlamak için Boğaz’ın suları inşa edilen tünelle Kâğıthane Deresi’ne taşınacak. 2 bin 200 milimetre çapında 4 bin 100 metre uzunluğundaki tünel Ayazağa ile Sarıyer Çayırbaşı arasında inşa edilecek. TBM yöntemiyle inşa edilecek olan tünelle günlük 260 bin metreküp deniz suyu Kâğıthane Deresi’ne ulaştırılacak. TBM Makinesiyle günde 10 metre kazılacak tünel inşaatının 400 günde tamamlanması hedefleniyor. Boğaz’dan Ayazağa’ya kadar cazibe ile gelen deniz suyu da burada terfi ettirilerek Kağıthane Deresi’ne akıtılacak.
Avrupa Yakası 3. Kısım Atıksu Tünel İnşaatı kapsamında, 32 metre derinlikten Ayazağa Deresi’ne pompa ile terfi edilecek olan deniz suyu sayesinde, Kağıthane Deresi ve Haliç’te su sirkülasyonu sağlanacak. 15 Şubat 2008 tarihinde başlanan inşaatın 21 Haziran 2011’de tamamlanması öngörülüyor. Söz konusu proje 38 milyon TL’ye mal olacak.
Program:
Tarih : 27 Ağustos 2009 Perşembe
Saat : 14.00
Yer : Ayazağa Orman Yolu Beykent Üniversitesi Ayazağa Kampusu Yanı

Comments (1) »

Türksat 4A 2011 sonunda uzayda

Türksat 4A 2011 sonunda uzayda

TÜRKSAT Uydu Haberleşme Kablo TV ve İşletme AŞ Genel Müdürü Özkan Dalbay, 2011’de uzaya fırlatılması planlanan TÜRKSAT 4A uydusu için ihale sürecini başlattıklarını belirtti.
ANKARA (A.A) – TÜRKSAT Uydu Haberleşme Kablo TV ve İşletme AŞ Genel Müdürü Özkan Dalbay, 2011’de uzaya fırlatılması planlanan TÜRKSAT 4A uydusu için ihale sürecini başlattıklarını belirterek, ”Bu yıl sonunda uydunun üretime başlanmasını planlıyoruz” dedi.

Dalbay, TÜRKSAT 4A uydusunun yapım ihalesi sürecinde bu ay sonuna kadar potansiyel üretici firmalara nasıl bir uydu istediklerine ilişkin ön şartname göndereceklerini söyledi.

Uydu üreticisi firmaların 1,5 ay içinde çalışmalarını tamamlayarak görüş bildireceğini anlatan Dalbay, şöyle konuştu:

”Biz de onların dosyalarını inceleyeceğiz ve üretici firmaları teklif vermeye çağıracağız. TÜRKSAT 4A’nın yapımı için 2,5 ay sonunda sözleşmeyi imzalamış olmayı ve bu yıl sonunda uydunun üretime başlanmasını planlıyoruz. Yapım ihalesinin sözleşmesini imzaladıktan hemen sonra uydunun fırlatılması işi için ihaleye çıkacağız. Daha önce yapım işi ile fırlatma işini beraber ihaleye çıkıyorduk ve üretici firma fırlatma ihalesine üzerine kar marjını koyarak kendisi çıkıyordu. Artık kendimizi bu ihaleyi yapabilecek nitelikte görüyoruz. 2011 yılının sonunda TÜRKSAT 4A uydusunu uzaya fırlatmış olmayı hedefliyoruz.”

TÜRKSAT 4A uydusunun kapasitesinin, TÜRKSAT 3A uydusundan yüzde 10 daha fazla olmasını amaçladıklarını belirten Dalbay, ”Ayrıca TÜRKSAT 4A’da, TÜRKSAT 3A’dan farklı olarak hava hareketlerinin ve bulut yoğunluğunun fazla olduğu ekvator bölgesindeki ülkelerde yayın yapılamasına imkan verecek ”C bant” dediğimiz bir özellik olacak. ”C bant” ile TÜRKSAT 4A uydusunun kapsama alanına girecek olan Afrika’nın ekvator bölgesindeki ülkelerine de yüksek kalitede televizyon yayını yapılabilecek. Böylece, TÜRKSAT 4A’nın uzaya fırlatılmasıyla uydularımız Türkiye, Avrupa, Orta Doğu, Kuzey Afrika, Orta Asya ve Çin’den sonra Afrika kıtasının da tamamını kapsamış olacak”dedi

Leave a comment »

Hatıralarımızdaki İstanbul şaşırtıyor

Hatıralarımızdaki İstanbul şaşırtıyor

Ortaya çıkan eski fotoğraflar yaşayıp unuttuğumuz İstanbul’u hatırlamamızı sağlarken bir yandan da şaşırtıyor.
Bu galeride göreceğiniz fotoğraflar sizi İstanbul’un tarihine götürerek anılarınızı canlandıracak…

BİR ZAMANLARIN İSTANBUL’UNDAN GÖRÜNTÜLER İÇİN TIKLAYIN

Comments (1) »

Sakallı ve sarıklı bebek

Sakallı ve sarıklı bebek

Sakallı ve sarıklı disko yapan bebek izleyenleri gülmekten kırıp geçiriyor
ŞANLIURFA (İHA) – Ramazan ayında ilahi okuyan bebek satışlarında artış oldu.

Oyuncak üretimi ve ucuzlukta rakip tanımayan Çin’den ithal edilen dua, ilahi okuyan ve disko yapan oyuncak bebekler, Şanlıurfa’da büyük ilgi görüyor. İki adet kalem pille çalışan oyuncak bebek, düğmesine basıldığında Türkçe olarak ”Allah’ım, annemi, babamı ve tüm ailemizi birbirimize bağışla. Sağlıklı, huzurlu ve mutlu uzun ömürler ver. Yurdumda ve dünyada tüm insanlar sevgi ve barış içerisinde yaşasın. Amin” diyor. Çin malının icadı olan sakallı ve sarıklı bebeğin disko yapması ise izleyenleri

gülmekten kırıp geçiriyor. Oyuncak bebeklerin ilahi okuması ve konuşması, çocuklara yönelik bir şarkının melodisiyle son buluyor. Rap yapan bebekler de ilgi görürken, en çok ilgi gören Elif bebek sağ eli sıkıldığı zaman İhlas, sol eli sıkıldığında Sübhaneke, göğsüne basıldığı zaman Fatiha’yı okuyor. Sağ ayağı sıkılınca Türkçe dua eden, sol ayağı sıkıldığında ise Türkçe ilahi okuyan oyuncak bebek, “Anneciğim” ve “Babacığım” da diyebiliyor.

Oyuncağın ithalatını ve dağıtımını yapan Torutoys Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Toru, her Ramazan ayında bu bebeklerin satışlarında artış olduğunu söyledi.

Torutoys satış elemanı Levent Tokgöz ise, Ramazan ayında özellikle dört oyuncak çeşidinin rağbet gördüğünü belirtti. Çin’de yaptırılarak Türkiye’ye getirilen bebekler arasında en çok ilahi eşliğinde dönen semazenler, hareketli hoca, türbanlı bebek ve dua okuyan Elif bebeği sattıklarını ifade eden Tokgöz, her yaştan herkese hitap etmek için oyuncak fiyatlarını 5-30 TL arasında tuttuklarını kaydetti

Comments (1) »

Balıkçılar ‘vira bismillah’ dedi

Balıkçılar ‘vira bismillah’ dedi

Karadenizli balıkçılar, 1 Eylül’de av yasağının sona ermesi nedeniyle son hazırlıklarını tamamladı ve kurban keserek ağlarını gemiye istif etti.
ORDU (İHA) – Fatsa ilçesine bağlı Yalıköy beldesinde Halit Mollaoğlu isimli balıkçı gemisi çalışanları ağlarını tamir ettikten sonra kurban keserek dua yapılmasının ardından ağlarını gemiye yükledi. Halit Mollaoğlu balıkçı motoru sahibi Mustafa Mollaoğlu, “Bismillah” diyerek yeni balıkçılık sezonuna başladıklarını belirtti. Mollaoğlu, “2009-2010 balıkçılığı için ağlarımızı istif alıyoruz. 60 tayfamızla beraber yeni sezona hazırız. Biz köyümüzü terk etmedik. Eskiden gelen geleneğimizi, dededen babadan kalan

balıkçılığımızı sürdürüyoruz. Köyümüzde kaldık ve insanlarımıza iş veriyoruz. Bu sene tuttuğumuz ilk balığımızı kendilerine ulaşabilirsek Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza ve Genelkurmay Başkanımıza göndermek istiyoruz. Bu sezon palamut balıkçılığının bol geçeceğini bekliyoruz. Lüfer bol olacak, çinekop olacak. Kasım ayında mamsi bol olacak” dedi.

Daha sonra kurban kesilerek “Vira Bismillah” son hazırlıklar da tama

Comments (1) »

Üniversite kayıtları 31 Ağustos’ta başlıyor

Üniversitelere kayıtlar 31 Ağustos 2009 Pazartesi günü başlayacak.
ANKARA (A.A) – Üniversitelere kayıtlar 31 Ağustos 2009 Pazartesi günü başlayacak.

2009-ÖSS sonucunda üniversitelere kayıt hakkı kazanan adaylar, kazandıkları programlar için belirlenen günde kayıt için başvuracak. Kayıt için belirlenen gün adayların sınav sonuç belgesinde yer alıyor.

Bildirilen süre içinde kayıt için başvurmayan veya kayıt işlemlerini tamamlamayan adaylar haklarını kaybedecek. Anadolu Üniversitesi Merkezi Açıköğretim Programlarını kazanan adayların kayıt işlemleri ve kayıt tarihi için Anadolu Üniversitesi Rektörlüğüne başvurmaları gerekiyor.

-KAYITLARDA NÜFUS CÜZDANI İSTENMEYECEK-

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın üniversite rektörlüklerine gönderdiği ”üniversite kayıtları” konulu genelgede belirtildiği üzere kayıtlar sırasında öğrencilerden yükseköğretim kurumları tarafından ”nüfus cüzdanı” ve ”ikamet belgesi” istenmeyecek. Bu verilere ulaşmak için sadece T.C Vatandaşlık Numarası bilgisi istenecek.

Öğrencilerden ”öğrenim katkı bedeli” haricinde de her ne ad altında olursa olsun hiçbir ücret talep edilmeyecek. Kayıt için adaylar bizzat üniversiteye başvuracak. Postayla kayıt yapılmayacak. Belirtilen tarihlerde kayıt yaptırmayan adaylar hak iddia edemeyecek. Üniversiteler, kayıt yaptıracak adaylardan sağlık kurulu raporu isteyebilecek

Comments (1) »

Bozüyük’te tren kazası

Bozüyük’te tren kazası

Cumhuriyet Ekspresi’nin Bilecik’te iş makinesine çarpması sonucunda meydana gelen kazada 5 kişi öldü, 21 kişi yaralandı.
Olayın duyulmasının hemen ardından bölgeye kurtarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Demir kesme makaslarıyla trene müdehale edilip vagonlarda sıkışan yolcular çıkarıldı.
Kepçe operatörü emanetçi çıktı!

TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman, 5 kişinin öldüğü, 21 kişinin yaralandığı Bilecik’in Bozüyük ilçesi yakınlarındaki tren kazasının bulunduğu yere gelerek incelemelerde bulundu.

Trenlerin hemen durması mümkün olmayan araçlar olduğunu, demiryolu yakınlarında iş yapan müteahhitlerin dikkatli olması gerektiğini vurgulayan Süleyman Karaman şöyle konuştu: “Üzüldüğümüz bir kaza yaşadık. Hemzemin geçit olmayan, hiç kimsenin geçmemesi gereken bir yerde, paletli iş makinesinin demiryollarıdan geçmeye çalışması, illegal geçmeye çalışması sonucu bir kaza oldu. Beş vatandaşımızı kaybettik. Çevre illerdeki bütün yardım ekipleri, olay yerine ulaştı. Yolcuları otobüslerle gidecekleri yere sevk ettik. Yaralılar, hastanede tedavi altında. Trenler, gördüğünüz gibi hemen durması mümkün olmayan araçlardır. Önüne ani çıkan bir şeyde ani durması mümkün değil. Ayrıca burası virajlı bir bölge. Viraj nedeniyle trenin önünü görmesi de mümkün değil. Böyle bir kazayla karşı karşıya kalınıyor.

Comments (1) »

Faturasını geciktirene ölümcül faiz

Faturasını geciktirene ölümcül faiz

Enflasyon yüzde 5’e geriledi ama aidat, su, elektrik, telefon ve gaz faturaları geciktiğinde çok ağır faiz yükü biniyor.
Enflasyon yüzde 5’e geriledi ama aidat, su, elektrik, telefon ve gaz faturaları geciktiğinde çok ağır faiz yükü biniyor.

Adeta her gün yeni bir faiz indirim haberi gelirken, Türk halkının aylık sabit ödemeleri bundan bir türlü nasibini alamıyor. Faturalara uygulanan gecikmefaizleri o denli yüksek ki, bir aylık aksatma neredeyse bir yıllık enflasyon bedeline denk düşüyor.

Comments (1) »

Yeteneksiz denilen kız Avrupa şampiyonu oldu

Yeteneksiz denilen kız Avrupa şampiyonu oldu

Yeteneği olmadığı düşünülerek ilk başta halterde başarılı olacağına kimsenin inanmadığı Ayşegül Çoban, herkesi şaşırtarak Avrupa Gençler Halter Şampiyonası’nda birinci oldu.
Yeteneği olmadığı düşünülerek ilk başta halterde başarılı olacağına kimsenin inanmadığı Ayşegül Çoban, herkesi şaşırtarak Avrupa Gençler Halter Şampiyonası’nda birinci oldu.

17 yaşındaki Ayşegül Çoban, yaklaşık 4 yıl önce haltere başlamaya karar verince, çevresinden ve yakınlarından “Kızdan halterci mi olur?” gibi olumsuz tepkiler gördü.

Eğitim gördüğü okulundaki bayan beden eğitimi öğretmeninin desteğini arkasına alan Çoban, kendi okulunda yetenekli sporcuların belirlenmesi için yapılan halter seçmelerine katıldı.

Seçmeleri yapan antrenörün, halterci olmayacağını düşündüğü Çoban’ın, çalışma ve kendini ispatlama hırsı, bu olumsuz düşünce yüzünden bir kat daha arttı. Bayan beden öğretmeninin ısrarı üzerine halter seçmelerine kabul edilen Çoban, çalışmalara başladı. Genç kız, daha fazla ve düzenli çalışabilmek için ailesinin de desteğiyle spor salonu bulunan yatılı bir ilköğretim okuluna kaydını yaptırdı. Halter sporuna gönül veren ve çalışmalarında disiplini elden bırakmayan genç kız, bu azmi sayesinde 2008’de katıldığı müsabakalarda Avrupa Şampiyonu olduktan sonra başarılar birbiri ardınca gelmeye başladı.

OLUMSUZ DÜŞÜNCELERE ALDIRMADI

Ayşegül Çoban, AA muhabirine yaptığı açıklamada, önündeki tüm olumsuzluklara rağmen halterde istediği noktaya gelmeyi başardığını söyledi.

Önce yakın çevresinin, sonra antrenörünün başarılı olamayacağını düşündüklerini anlatan Çoban, şunları kaydetti: “Ben ise yılmadan çalıştım ve 2007’de halterde milli takıma seçildim. Dört yıl önce başladığım halterde 15’den fazla Türkiye şampiyonluğum bulunuyor. Uluslararası müsabakalarda ise 2007’de İtalya’daki Avrupa Yıldızlar Halter Şampiyonası’nda ikinci, 2008’de Fransa’da yapılan müsabakalarda Avrupa Şampiyonu, bu yıl Temmuz’da İsveç’te gerçekleştirilen Avrupa Gençler Halter Şampiyonası’nda yine Avrupa Şampiyonu olarak ülkemi en iyi şekilde temsil ettim.”

2007’de ise silkmede 86 kiloyu kaldırarak kendi kategorisinde Türkiye rekoru kırdığını belirten Çoban, Eylül’de İsrail’de yapılacak Avrupa Şampiyonası’nda yine derece yapmak istediğini ifade etti.

Çoban, “Hedefim olimpiyatlarda derece yapmak. Ülkemin bayrağını her yerde dalgalandırmak istiyorum. Ben azmimle bana güvenmeyenleri yanılttım. Şimdi en iyilerdenim. İleride daha da iyi olacağım” diye konuştu.

ZAMAN KAYBI DİYE DÜŞÜNMÜŞLER

Milli Takım Teknik Direktörü Talat Ünlü ise Ayşegül Çoban’ın seçmelere ilk geldiğinde haltere uygun olmadığını ve ona harcanacak zamanın boşa gideceğini düşündüklerini söyledi.

Ayşegül’ün yeteneğine bakarak bu düşünceye kapıldığını ve çalıştırmak istemediğini anlatan Ünlü, şunları anlattı: “İleride başarısız olarak üzülmesini istemediğim için çalıştırmayı düşünmüyordum. Ancak beden eğitimi öğretmeninin ısrarı üzerine kabul ettim. Fakat geçen zaman içinde kendisi azmi ve çalışma disipliniyle bizi yanılttı. Şimdi Ayşegül takımın en iyisi. Liderlik vasfı taşıyor. Bizim olmadığımız yerde takımın kaptanı gibi sorumluluğu üzerine alabiliyor. Bu çocuk olimpiyatlarda derece yapar.”

Comments (1) »

10 çocuktan sonra evlenebildiler

10 çocuktan sonra evlenebildiler

14 yıl önce Jay Wong ile nişanlanan Rachael Savory, 10 çocuktan sonra evlenebildi…
Evlenirken çocuk sahibi olmak genellikle tercih edilmez. 14 yıl önce Jay Wong ile nişanlanan Rachael Savory, 10 çocuktan sonra evlenebildi.

Comments (1) »

Yarasalar da aşk şarkıları söylüyormuş

Yarasalar da aşk şarkıları söylüyormuş

Yarasaların da balinalar gibi sevgililerine aşk şarkıları söylediği tespit edildi.
Yarasaların da balinalar gibi sevgililerine aşk şarkıları söylediği tespit edildi.

AA muhabirinin derlediği bilgilere göre Texas A&M Üniversitesi ile Texas Üniversitesindeki bilim adamları, yarasaların insan kulağı ile duyulamayacak, çok yüksek frekanstaki “aşk şarkılarını” kaydederek çözümledi.

Yaklaşık 3 yıllık çalışma boyunca bilim adamları, sayıları yüz binleri bulan yarasalarI incelendi ve özel cihazlarla ses kaydı aldı. Bilim adamları, daha önce “dili olmadığı” düşünülen yarasaların, sesler ile heceleme hatta cümle yaptığını tespit etti.

Araştırmada, yarasaların sevgiliye söylenen şarkılarda sert vurgular yaparak rakip erkeklere de “geri çekil” mesajı verdiği de keşfedildi. Şarkıların belirli bir formda ve belirli bir dizeye sahip olduğu görülen araştırmada, erkek yarasaların dişileri cezbetmek için bunu sıklıkla kullandığı ortaya konuldu.

Bilim adamları, farklı bölgelerde yaşayan yarasaların aynı aşk şarkılarını söylediğini de belirledi. Yarasalar, “neşeli”, “homurtulu” ve “titrek” ses tonlarını karıştırarak dişilere kur yapıyor.

-AŞK ŞARKILARI DAĞARCIĞI GENİŞ-

Balinaların da iletişim kurmak ve kur yapmak için şarkı söylediği uzun zamandır biliniyordu. Ancak Copenhagen Üniversitesinde görevli bilim adamlarının yaptığı araştırmada Bowhead olarak da adlandırılan Grönland balinasının, diğer balina türlerinden farklı olarak “çift sesli” aşk şarkıları söylediği tespit edildi.

Bowhead balinaları, saniyede 100-2000 salınıma sahip çok yüksek frekanslı seslerle, sevgililerine şarkı söylerken, “çok sesli koro gibi”, aynı anda iki farklı ses çıkarıyor ve bunları karıştırarak dişi balinanın kalbini çalmaya çalışıyor.

Bilim adamları, sadece Bowheadlerde aşk şarkıları dağarcığının çok geniş olduğunu, “bir yıl önce söyledikleri şarkıyı ikinci yıl tekrarlamadığını ve yeni yeni şarkılar ürettiğini” belirledi.

Leave a comment »